İşsizin Reenkarnasyonu Cilt 01 Bölüm 05
Büyü ve Kılıç Ustalığı
Çevirmen: NatsuJun
Artık 5 yaşındayım.
Doğum günümde, evimizde küçük bir parti düzenlendi.
Bu ülkede doğumgününü her sene kutlama geleneği yok.Ama belirli yaşlara geldiğinde aile üyelerinin sana birkaç hediye verme düsturu var.
Bahsedilen yaşlar 5,10 ve 15.
Bu düsturu anlamlandırmak basit, çünkü 15 yaşına basınca yetişkin oluyorsun.
Bunu kutlamak için Paul bana bir çift kılıç verdi.
İki kılıç.
Biri 5 yaşındaki bir çocuk için çok ağır olan gerçek bir kılıç.Diğeri ise kısa bir tahta kılıç.
Gerçek kılıç dövülmüş ve keskinleştirilmişti.
Çocukların kullanması için yapılmış bir şey değildi.
‘Bir erkeğin yüreğinde, değerli bulduğu kişileri koruması için bir kılıç olmalı—‘
Paul’un uzun konuşmasını umursamazken hafiften sırıtıyorum.
Paul konuşmasını çok aşkla şevkle yapsa da, sonunda Zenith tarafından ‘çok uzun’ diye kesildi.
Bu yüzden, [Bundan dolayı, bunu dikkatlice kaldırıp sadece gerektiği zaman kullanmalısın.] diyerek bitirmek zorunda kaldı.
Paul sanırım kılıcı kullanmam için azim ve farkındalığımın olmasını istedi.
Zenith’ten bir kitap aldım.
‘Rudeus kitapları sevdiği için.’
Bana verilen kitap bir bitki ansiklopedisiydi.
Kendimi [Vaavv] demekten alıkoyamadım.
Bu dünyada kitaplar pahalı.Kağıt yapmak için teknik olmasına rağmen, basım yapmanın bir yolu yok, bu yüzden çoğu kitap el yazısı ile.
Ansiklopedi baya kalın ve yanında anlamayı kolaylaştıracak çizimler de var.
Buna ne kadar harcandığı hakkında hiçbir fikrim yok.
‘Teşekkürler anne, hep böyle bir şey istemişimdir.’
Ve bunu dedikten sonra ona sıkıca sarıldım.
Roxy’den bir asa aldım.
30 cm uzunluğunda, önü küçük, yakut kırmızısı bir taşla donatılmış bir asa.Genel görünüşü bir hayli mütevazi.
‘Bunu birkaç gün önce yaptım.Rudeus en başından beri büyü yapmayı bildiğinden unutmuşum.Genelde öğretmenler bizzat asa yaparlar, öğrencilerinin başlangıç seviye büyü kullanabilmesini sağlamak için.Unuttuğum için üzgünüm.’
Demek böyle bir standart varmış.
Roxy kendisine Shishou denilmesinden hoşlanmıyor ama bu standartı ihmal etmemiş.
‘Evet, Shishou, ona iyi bakacağım.’
Roxy dediğimi duyduktan sonra acı bir ifade gösterdi.
Sonraki gün gerçek kılıç tekniklerini çalışmaya başladım.
Temel olarak, ilk eğitimim kılıcı sallamak ve sağlam bir duruşa sahip olmak.
Mesela duruşumu çalışıp bahçedeki tahta kuklalara vuruyorum veya babam bir süre rakibim oluyor ve ayak çalışması ile vücut ağırlığımı düzgünce kaydırmayı öğreniyorum.
Temelden başlamak rahatlatıcı bir duygu.
Bu dünyada kılıç teknikleri baya el üstünde tutuluyor.
Kitaplarda bile kahramanlar silah olarak öncelikle kılıç kullanıyor.Aynı zamanda balta ve topuz kullananlar olsa da, bunlar nadir gruplara özgü.
Kimse mızrak kullanmıyor çünkü daha önce bahsedilen Supard ırkı trident(üç dişli mızrak) kullanıyor.Mızraklar habis şeytanların kullandığı silahlardır, ortak görüş böyle.Kitaplarda bile habis şeytanlar dost düşman ayrımı yapmadan öldüren ve iki tarafı da yutan canavarlar olarak temsil ediliyor.
Böyle bir geçmiş olduğu için, kılıç teknikleri önceki dünyaya nazaran burada daha ön planda.
Uzmanlaşırsan, kılıcı bir kere savurmanla kayaları kırabilirsin ve uzaktaki rakibini bile bir çırpıda alaşağı edebilirsin.
Gerçekten, Paul kayaları kırabiliyordu.
Mantığını anlamak için ona devamlı övgü yağdırdım ve tekrar tekrar göstermesini sağladım.Paul, onun genç ama ileri seviye büyü yapabilen oğlunun onu mutlu bir şekilde alkışlayıp övmesinden memnun görünüyordu.
Yalnız, kaç kere görürsem göreyim ardındaki mantığı çözemedim.
Anlamadığımdan dolayı, ondan anlatmasını istedim…
‘Bam diye yere vur ve bir kere salla!! Öyle bir şey.’
‘Böyle mi!?’
‘Seni gerizekalı aptal! Yere bam diye vurup bir kere kablam yapacaksın, tamam mı!!Yere bam diye vurup bir kere salla! Daha düzgün yap!’
Öyle bir şey.
Zannımca, bu dünyanın kılıç teknikleri de mana gerektiriyor.
Gözle görülebilen büyülere kıyasla kılıç teknikleri fiziksel vücudu güçlendirmede özelleşiyor ve kılıçtaki metalik bileşikler kendiliğinden güçleniyor bu açıdan.Aksi halde, yüksek hızdaki hareketini daha bitirmeden nasıl kayayı kesebilirsin ki? Bu hiç mümkün mü?
Ama Paul manayı kullanmaktan bihaber.
Bu yüzden bana anlatamıyor.
Ama eğer benzerini yapabilirsem, belki de boost(arttırma) büyüsü fiziksel vücudu kuvvetlendirme olarak kullanılabilir.
Elimden geleni yapacağım.
Bu dünyada 3 yaygın kılıç tekniği stili var.
—Bunlardan biri Sword-God stili.
Bu kılıç stili, en iyi savunma saldırıdır, düsturuna göre işliyor.Rakibinden daha hızlı vurmaya önem veren bir stil.
Rüzgar gibi hızlı, kesin bir ölüm.
Eğer düşmana isabet ettirmeyi başaramazsan, edene kadar ‘savuştur’.
Eğer gerçek dünya ile kıyaslarsan, Satsuma bölgesinin stiline benziyor.
—İkincisi Water-God style.
Bu stil Sword-God stilinin tam tersi.
Sıyrılıp karşılık vermeye dayalı bir savunma stili.
Stil öncelikle savunmaya odaklandığından, kişinin insiyatifi alıp saldırması çok nadirdir.
Aziz seviyesine ulaşırsan herhangi bir saldırıyı karşılayabilirsin.
Herhangi bir saldırı…büyü ve fırlatılanlar dahil.
Saray şövalyeleri ve asiller gibi amacın birini korumak olduğu sınıflar için gerekli bir stil.
—Üçüncüsü ise North-God stili.
Bu stil kılıç teknikleri kullanıyor demekten ziyade, bunu bir savaşma tarzı olarak betimlemek daha iyi.
Özel bir teknik yok.Yalnızca duruma göre davranıyorsun.
Paul’a göre, duruma bağlı davransan bile, aynı zamanda çevrendeki şeyleri kullanmana ve şaşırtmacalara da dayanıyor.
Bu gerçekten fantastik bir şey.
Jackie Chan havası var resmen.
North-God stilinde ayrıca yaraları iyileştirme ve sakatlığa maruz kalsan da savaşmak var.Bu yüzden paralı askerler ve maceracılar arasında baya popüler.
Bu 3 stil, 3 Büyük Stil olarak bilinir ve bu dünyada üçünü birden kullanabilenler var.
Her stilde uzman olmayı umut eden bir kılıç ustası ve ölene dek kılıcını sallayan biri.
Ama bu tip çok nadir görülür.
Eğer hızlıca güçlü olmak istiyorsan, her stilin güçlü yanlarıyla başlamak yaygın olandır.
Paul başlıca Sword-God stilini kullanıyor, ama Water-God ve North-God stilini de kullanabiliyor.
Eğer sadece Sword-God ve Water-God stiline güvenirsen, dış dünyayı dolaşırken yetersiz hissedersin.
Ve ayrıca ekleyeyim, kılıç teknikleri de derecelendiriliyor.
Başlangıç, Orta seviye, İleri seviye, Aziz, Kral, İmparator, Tanrı.
Ve her stil zaten adında ‘God’ bulunduruyor.
Biri Water-God stilinde Başlangıç seviye olsa bile, yine de Su-Tanrı seviyesinde büyü kullanabilir.
Bir de bir kılıç ustasına genelde ‘Water-God’ veya ‘Water-Aziz’ dersin.Büyücü içinse seviyesini eklemen gerekir, mesela ‘Su-Tanrı seviye’ veya ‘Su-Aziz seviye.’
Örneğin, Roxy bir [Su-Aziz seviye büyücü.]
İki stili öğrenmem gerekiyor: Sword-God ve Water-God stili.
Hücum için Sword-God ve savunma için Water-God.
‘Ama baba, dediklerine göre North-God stili en dengeli olanı değil mi?’
‘Saçmalama.O sadece bir kılıç kuşanıp savaşmak.Bir teknik değil.’
‘Anladım.’
North-God stiline muamele bu kadar mı kötü?
Veya sadece Paul nefret ettiğinden mi böyle?
Neyse, nefret etse bile, Paul hala North-God stilinde ileri seviyeye sahip.
‘Rudeus, büyüye yeteneğin var ama kılıç tekniklerini öğrenmende bir mahzur yok.Sword-God stilinin saldırılarından sıyrılabilen bir büyücü ol.’
‘Yani…bir büyücü kılıç ustası gibi mi?’
‘Hm? Büyücü kılıç ustası, büyü kullanan bir kılıç ustasıdır.Senin durumun tam tersi, değil mi?’
Farkı ne?
Savaşçı veya büyücü alanını baz alsa bile, bir büyücü kılıç ustası aynı şeydir.
Ne olursa olsun, kılıç tekniklerini iyi öğrenmek büyüyü de aynı şekilde etkileyebilir.
Asıl sorun Paul’un bilinçsizce vücudunu güçlendirmesi, bu yüzden bana öğretemez.
Görünüşe göre kendi başıma öğrenmem gerekiyor, ama cidden sadece vücudumu çalıştırarak öğrenebilir miyim ki?
‘…Aslında kılıç tekniklerinden nefret ediyorsun, değil mi?’
Diye sordu Paul karışık bir ifadeyle, ben derin düşüncelere dalmışken.
Büyüyle doğuştan yetenekli olmamla övülmemden dolayı.
Paul kılıç tekniklerini öğrenmek isteyip istemememle kafa patlatıyor.
Yanlış anlama.Kılıç tekniklerinden nefret etmiyorum.Sadece Roxy’den öğrenmeyi bahçede tere boğulmuş iki erkeğin birlikte olmasından daha çok seviyorum.
Eve kapanık bir tipim ben.
Bu sevdiğim bir mevzu olmasa bile.
Bu dünyada ciddi yaşamaya karar verdiğime göre, ister kılıç teknikleri olsun ister büyü, elimden geleni yapacağım.
‘Yo, büyü seviyeme eş düzeyde kılıç yeteneğine sahip olmayı umuyorum.’
Paul sözlerimle duygulanıyor, mutluca başını sallayıp tahta kılıcı yerden alıyor.
‘Pekala, o zaman hemen başlayalım.Saldır bana!!’
Ne özü sözü bir adam.
Büyü tekniği veya kılıç tekniği.Nihayetinde asıl odağımın hangisi olması gerektiğinden emin değilim.
Açıkçası, fark etmez.
‘Tamam baba!!’
Ama erkenden ebeveynlerime yaraşır bir evlat olmam iyi oldu.
Eskiden, ölümlerinde bile ebeveynlerimin rahatsız olmasına sebep oluyordum.
Eğer ebeveynlerime iyi davransaydım, kardeşlerim beni evden kovmazlardı.
O yüzden onlara ihtimam göstererek davranmalıyım.
Kılıç tekniklerine ilk adımı atmamla büyü derslerimde pratiğe geçtik.
‘Eğer Şelale, Kaynar Ada ve Buzul Alan büyülerini bu sırada kullanırsan ne olur?’
‘Sis oluşur.’
‘Aynen.Peki sisi nasıl dağıtırsın?’
‘Şey, yeri tekrar ısıtarak.’
‘Doğru cevap.Peki o zaman buyur tekrar dene.’
Geçen durumu oluşturmak için çeşitli büyüleri belirli bir sıra ile yapmak.
Buna [Kaynaşmış Büyü] deniyor.
Yağmuru nasıl yağdıracağın ders kitabında yazmasına rağmen, sisi nasıl oluşturacağın hakkında hiçbir kayıt yok.
Bu yüzden, büyücü farklı büyü sistemlerini belirli sıra ile kullanıp böylece bir doğa fenomeninin kopyasını yapar.
Bu dünyada mikroskop yok.
Doğal fenomenler açıklanmamış.
Kaynaşmış büyü, eski büyücülerin sıkı çalışmasını ve yaratıcılığını içeriyor.
Benim bu kadar külfetli bir şey yapmama gerek yok.
Bulut üretip yakında bir yere yağmur yağdırdığın sürece yeterli.
Ama insan yapımı fenomen, kişinin daha basit algılamasını sağlıyor.
Eğer bir şeylere kafa yorarsan, pek çok şeyi yapabilirsin.
Benim zihnim için çok zor olabilir ama.
‘Büyü gerçekten her şeyi yapabiliyor.’
‘Herşeyi değil, bu kadar çok güvenme büyüye.Başarman mümkün olan şeyleri sakince yap.’
Roxy beni terlese de, aklıma railgun ve gizleme sistemi cihazları gibi şeyler zırt pırt çıkıp duruyor.
‘Ayrıca, yüksekten atıp herşeyi yapabileceğini söylersen, insanlar imkansız görevleri üzerine yıkar.’
‘Bu Sensei’in tecrübelerinden mi?’
‘Evet.’
Anlıyorum.Buna dikkat etmeliyim.
Zorlansaydım çok can sıkıcı olurdu.
‘Büyücüleri bir şeyler yapmaya zorlayan insanlar var mı peki?’
‘Evet, çünkü çok fazla ileri seviye büyücü yok.’
Her 20 kişiden sadece 1 i savaşabiliyor.
Bunların her 20 sinden sadece 1 i büyücü.
Öyle bir şey.
Büyücü 400 de 1 mi yani?
Büyücü olmak o kadar nadir bir şey olmamasına rağmen.
‘Ve bir insanın büyü okulundan mezun olması…İleri seviye bir büyücü olarak, yaklaşık 100 de 1.
İleri seviye büyücü 40000 de 1.
Orta seviye ve ileri seviye büyüleri kullanarak kaynaşmış büyü yapma yeteneği ile beraber, ortaya çıkabileceklerin sayısı muazzam bir şekilde artabiliyor.
Bu yüzden, bu kişiler her parti tarafından ziyadesiyle aranan dahilerdir.
Bu ülkenin özel hocası da ileri seviye büyü ve üstüne sahip olmalı.
Bir kişinin mevkisi için oldukça güçlü bir etken.
‘Büyü okulları mı var?’
‘Evet.Sadece büyük ülkelerde büyü okulları var.’
Bahsi geçince, içimden hep büyü okulu gibi bir şeyin var olduğu geçiyordu zaten.
Başlamak üzere mi? Okul arc’ı.
‘Ama, en büyüğü hala muhtemelen Ranoa’daki üniversitedir.’
‘Oh, üniversite de varmış.
‘Üniversite ile diğer okullar arasında ne fark var?’
‘Çok iyi olanaklar ve öğretmenler var.Diğer yerlere kıyasla daha yüksek kalitede ders alabilirsin.’
‘Sensei de oradan mı geldi?’
‘Evet.Şey, büyü okulları genelde sosyal mevkinin olması gereken yerlerdir.Şeytan ırkından biri olarak, ben sadece büyü üniversitelerine girebilirim…’
Soyluların gittiği Ranoa büyü okuluna gelince, orası insan dışındaki ırkların girebileceği bir yer değil.
Şeytan ırklarına karşı yapılan ayrım azalsa bile, işlerin yapılma şekli tamamen değişmiş denemez.
‘Ranoa üniversitesi yüksek sosyal mevki veya şan gerektirmiyor.Çılgın teorilerin olsa bile, mantık tutarlı olduğu sürece geri çevirilmezsin.Ayrıca farklı ırkların da kabul edilmesi sayesinde, aynı zamanda belirli ırklara özel büyü araştırmaları da yapılıyor.Eğer Rudeus büyü yoluna başlamak istiyorsa, büyü üniversitesine gitmesini öneririm.’
Acaba mezun olduğu yer olduğundan mı? Roxy devamlı üniversiteyi övüp duruyor.
Neyse, bu gelecekeği ilgilendirir.
Eğer 5 yaşında girersem, zorbalığa maruz kalabilirim.
‘Daha bir karar vermek için çok erken…’
‘Doğru.Bence Paul’un yolundan gidip bir kılıç ustası veya şövalye olmak da fena sayılmaz.Ayrıca şövalye olup büyü üniversitesinde çalışan insanlar da var.Lütfen sadece kılıç veya büyü yolunu seçmek zorundaymışsın gibi düşünme.Aynı zamanda büyücü kılıç ustası yolunu da seçebilirsin.’
‘Evet.’
Görünüşe göre Paul’un tam tersi.Roxy büyüden nefret edip etmemem yüzünden karışık bir ifade takınmıyor.
Son zamanlarda mana kapasitem arttı ve prensipleri anlamaya başladım.
Bu yüzden derslere olan ilgim sönmeye başladı.
Dahası, büyü derslerini 3 yaşında almaya başladım.
Bıkmaya başladım.
Belki yanlış anlaşılıyorum.
Paul büyüye olan yeteneğimi gördü.
Roxy kılıca olan tutkumu gördü.
2 insan farklı sebeplerle bana orta yolu işaret ettiler.
‘Ama bu çok uzaktaki bir şey.’
‘Rudeus için, öyle evet.’
Roxy’nin yüzünde yalnızlığın izini taşıyan buruk bir gülümseme vardı.
‘Ama benim neredeyse sana öğretecek hiçbir şeyim kalmadı.Hazır mezun olmaya yaklaşmışken, bu konu hakkında konuşulmalı.’
…Mezun olmak mı?
Öncelikle magic swordsman=> büyücü kılıç ustası pek hoşuma gitmedi ama pek de mantıklı bir çevirisi yok zaten,yukarıda iki klas arasındaki gelgitler üzerinden muhabbet dönüyor umarım karışıklık olmamıştır.
Ek olarak kılıç ustalığında da büyü gibi aynı sınıflar var ve karışmasından korktuğumdan çevirmemeyi tercih ettim ki Sword-God,Water-God, North-God basit şeyler diye düşünüyorum umarım sizin açınızdan da sıkıntı olmaz.
Not
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.