Elementlerin Tanrısı Bölüm 04

[ A+ ] /[ A- ]

Elementlerin Tanrısı- Bölüm 4: Şans

 

Aaron karşısında duran 100 kadar goblinle savaşmaya başlayalı yaklaşık 5 dakika oluyordu. Aaron yorgundu, bitkindi, şu anda normal bir insan olan Aaron’un bu kadar ayakta kalması bile inanılmaz bir durumdu desek yanlış söylemiş olmayız çünkü Aaron yorgunluğa kapılmadan önce bile 30 kadar goblini doğrayıp geçmişti, önceden yolda katlettiği 10 kadar goblini de hesaba katarsak düz mantıkla 40 tane goblini öldürmüş olduğunu söylemek mümkündü.

 

Sadece normal bir insan seviyesinde ise maksimum 5 tane goblini öldürmek bile yüksek seviye bir işe imza atmak gibi olurdu işte Aaron’un önceki hayatındaki tecrübeler ona bu imkanı veriyordu.

 

Fakat Aaron ne kadar kesiyorsa onlarsa o kadar bitmek bilmiyorlardı.

 

”Sizi küçük şerefsizler dağılın artık!” diye bağırdı Aaron fakat nafileydi goblinlere insani sözler işlemezdi, goblinlere sözlerini işletebilecek sadece  2 tür canavar vardı, Goblin Kral ve Yüksek Ork.

 

Aaron kaçmak için bir rota bulmaya çalıştı ve 40’lık öldürme serisi yaklaşık olarak 50’ye yükselince eski hayatındaki bir anı aklına geldi, ailesi öldüğünde ve o da kaçmaya başlayınca güvenli bölgeler keşfetmişti, görevin içeriğine o kadar takmıştı ki güvenli bölgeleri tamamıyla unutmuştu.

 

Aaron hemen savaşmayı bırakıp elindeki son güç ile goblinlerin arasından koşmaya başladı, gittiği rotasyon hemen 1 blok ötedeki bir marketti.

 

Tüm gücüyle koşmuş olsa bile o yorgunlukla goblinlerden daha hızlı değildi, goblinlerin okları ve mızrakları onun üstüne doğru yağıyordu. Her ne kadar üstüne yağan okları ve mızrakları atlatsa da bazıları onun koluna ve bacağına isabet ediyordu, Aaron çok kan kaybetmişti ve en kısa sürede kendine ilk yardım yapmazsa ölecekti ve o da bunu biliyordu.

 

Her ne kadar bacaklarında 3 tane ok ve kollarında 2 ok bulunsa da Aaron yaşama hissiyle hızını minik de olsa arttırmaya başardı ve tekrardan, dişlerini sıka sıka koşmaya başladı.

 

Yaklaşık 3 dakika boyunca koştuktan sonra Aaron sonunda marketi görmüş ve son bir çaba ile hızını bir kere daha arttırmıştı, goblinler halen daha onu takip ediyorlardı, bazıları vazgeçmiş de olsa halen daha Aaron’u takip eden 20 kadar goblin vardı ve bu goblinlerin hepsi Aaron’un vücudu ile beslenmek için can atıyorlardı.

 

Aaron marketin kapısına geldi, kapıyı açtı ve kendini içeri fırlattı fakat fırlatmadan önce 1 tane kılıç darbesine maruz kaldı ve kılıç darbesi karnının hemen üstünü sıyırdı, bu küçük bir sıyrıktı fakat oldukça acı vericiydi, Aaron’un yaraları çok kötü bir durumdaydı. O kadar kötüydü ki eğer ki önceki hayatında çektiği acılar onun beyninde depolanmamış olsaydı çoktan öbür dünyayı bellemişti.

 

Goblinler garipsemişlerdi, her ne kadar zeki de olsalar neden marketten içeri giremediklerini anlayamamışlardı ve bir süre deneyip o kadar koşturmanın ardından pes etmişlerdi, Aaron onlara karşı bir el hareketi çekmiş ve kendini marketin ilk yardım bölümüne doğru sürüklemeye çalışmıştı.

 

15 saniyelik bir sürenin ardından bandaj reyonunun önünde duran Aaron her ne kadar hızlı da olmak istese yavaş bir şekilde bandajı alıp kendi karnını sardı, sonrasında kollarını ve bacaklarını saran Aaron yavaşça yere uzandı ve o kadar yorgunluğun ve acının ardından uykuya daldı.

———-

———-

 

Aaron yavaşça gözlerini açtı ve gözlerini açtığı anda şaşırdı çünkü karşısında sistemden yüzlerce bildirim vardı. Aaron kendini dolaba doğru doğrulttu ve oturdu sonrasında bildirim yığınına bakmaya başladı.

”Aaron Dion ilk goblin öldüren başarımını kazandınız, tüm statlara +1 puan.”

”Aaron Dion ilk goblin okçu öldüren başarımını kazandınız, tüm statlara +1 puan”

”Aaron Dion ilk goblin mızrakçısı öldüren başarımını kazandınız, tüm statlara +1 puan”

”Aaron Dion ilk 50 goblin türü öldüren başarımını kazandınız, tüm statlara +5 puan”

 

Aaron öldürdüğü goblinler sayesinde tamı tamına +8 puan kazanmıştı ki bu oldukça fazlaydı. Tek bir eksiklik vardı, o daha kuleye girmemiş ve derecelendirmesini kazanmamıştı, o yüzden statlarının ne halde olduğunu, derecesinin hangi kademe olduğunu ve yeteneklerinin ne olduğunu bilmiyordu, ayrıca önceki hayatında avcı kartını almayıp seviye veya stat kazanan birini ne duymuş ne de görmüştü. Bu ona oldukça garip geliyordu.

 

Sistemin gönderdiği diğer bildirimler ise oldukça değişikti, Aaron’un karşısındaki bildirimler önceki hayatında hiç denk gelmediği bir bilgi türüydü, bunlarsa:

”Tanrıça Freya yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Tanrıça Hera yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Tanrıça Athena yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Tanrı Hades yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Düşmüş melek Lucifer yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Tanrıça Nyx yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Tanrı Hades yeteneklerinizden etkilendi, sizin sponsorunuz olmak istiyor.”

”Yüksek melek Mikail yeteneklerinizden etkilendi sizin sponsorunuz olmak istiyor.” 

 

Bu şekilde bulunan yüzlerce bildirim Aaron’un karşısında duruyordu, bu Aaron’un ilk defa denk geldiği bir şeydi fakat aniden bir anı hatırladı. Geçmişe gelmeden önce ona her şeyi açıklayan Tanrı ona ”Seni izleyeceğiz, bize iyi bir gösteri sun olur mu?” demişti ve bu onlarla alakalı bir şey olabilirdi.

 

Aaron kafasında bildiği Tanrı ve Tanrıçaları gözden geçirdi ve hangisinin en iyi olacağına karar kılmaya karar verdi fakat seçeceği Tanrı ya da Tanrılar şu anda seçilmeyecekti, olabilecek en iyi kararın kuleye gittikten sonra alınabileceğinde karar kılan Aaron yaraları en azından az acıyacak bir raddeye gelene kadar dinlendi ve yaklaşık 2 saat sonra bandajlarını değiştirip çantasına birazcık ilaç doldurduktan hemen sonra marketin kapısına doğru yöneldi ve kapıyı açtı.

Not

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.