Kıskançlık İçin Bir Çözüm Çözüm 8: Epilogue
Çevirmen: Gölge
Yuu’nun hikayesinin gözler önünde sonlanması ile henüz dinlediğini göstermek için başını sallamayı bile unutmuştu.
Yuu’nun dibinde oturan Natsuki, karşısında oturan Akari ile konuşmaya dalmıştı.
‘Natsuki yerine orada sadece Akarin’in oturmasını yeğlerdim.’
Birazını dinlediği konuşmaya nasıl katılacağını düşünürken, Souta çorbasından bir yudum aldı. Souta neredeyse şişesinin dibini görmüştü ama Yuu’ya gelince hala biraz noodle’ı vardı.
‘Öncelikle, birbirimizin yanında oturduğumuz için mutluyum ama böyle de onun yüzünü gerçekten göremiyorum!’
Ama sandalyeleri o an değiştirmek için çok utangaçtı.
Durumu birazcık daha katlanılabilir kılmak için kendi gücünü kullanmaya karar verdiğinde, Souta Yuu’ya dik dik baktı,
“Im, Yuu?”
“Ve tüm o makyajı bile yaptı. Normalden farklı baktığını fark ettiğimde, gerçekten tuhaf hissettim…”
“U-uh-huh.”
Yuu’nun özgüveni tarafından yerle bir edilen Souta, hızla tekrar sohbetteki pasif rolünü üstlendi.
“Ama evdeyken yine de en sevdiğim hoodie ve pijamaları giyiyor. Çoktan ikinci el gibi sahiplendi, tamamen erkek giysisi olsalar da.”
“Uh-huh.”
“…Mochita dinlemiyorsun bile, değil mi?”
“Uh-huh.”
Souta batırdığını anladığı anda Yuu çoktan elini alnına uzatmıştı.
O anda daha engel olamadan alnına bir fiske yedi, doğal olarak Souta’nın misilleme yapmasına neden oldu.
“Hey, bu senin hatan, farkındasındır? Tıpkı Hina gibi durmadan-”
Yuu’nun kız kardeşi Hina, Sakuragaoka Lisesi Birinci Sınıf.
Souta ve çocukluk arkadaşları arasında çok değerliydi ve özellikle Haruki onu sevip, şımartıyordu.
‘Şey, onun gerçek abisine karşı yarışamayız elbette.’
Souta, Hina hakkında bir şeyler duymak istemiyor değildi ama her şeyin de sınırı vardır.
En kötüsü, Akari orada olsa da onunla çok fazla konuşamadığı gerçeğiydi.
‘Sanırım açıkça söylemekten başka seçeneğim yok.’
Bunda karar kılarak Souta, sakince konuşmaya çalıştı.
“Çok sinir bozucu olduğun için senden nefret etmeye başlamayacak mı?”
“Hayır, o da sinir bozucu. Ben derslerle meşgulken bile her zaman canımı sıkar.”
Pat diye yanıtlamıştı. Ve tekrar Hina hakkında konuşmaya dönmüşlerdi.
‘Umutsuz…’
Souta, Natsuki’ye bir ‘lütfen bana yardım et’ bakışı attı ancak o sadece omuz silkmişti.
“Öncesinde olanları duydum, muhtemelen senden sonra sıra Haruki’de.”
“Ihh! Hina’nın makyajı gerçekten de o kadar şaşırtıcı mıydı?”
“Yuu sen liseye başladığında, farklı dergiler almaya ve farklı saç tasarımcılarına gitmeye başladın ve buna benzer şeyler de yaptın, hatırlamıyor musun? Katarou’nun durumu da şu aralar tam öyle.”
Natsuki, tıpkı Hina gibi lisenin ilk yılındaki erkek kardeşinden söz ederken başını salladı.
Souta da belirsizce bir şeyler hatırladı ve biraz gülümsemekten kendini alamadı.
“Ş-şey, beyler böyle zamanlarda birçok şey yaşarlar.”
“Kızlar da öyle. Bu yüzden Yuu muhtemelen, Hina’nın sevgilisi falan olursa diye endişe-”
“Mümkün değil!”
Başta endişeli olmasını mı yoksa erkek arkadaş olayını mı inkar ettiği belli değildi.
Natsuki cümlesini bitiremeden Yuu kesmişti, başını ellerinin arasına alıp, “Tüm insanlar arasında ona sahip olacak birinin var olma ihtimali yok!” diye bağırmıştı.
“Kadınların bir şeyler yapmak için bir sebepleri olmasa bile, erkeklerin bir sebep ararken acı çektikleri söylenir.”
“Bir filmden mi alıntı?”
Souta bunları söylerken ağırbaşlı olmaya çalışmıştı ama Akari ona masum bir soru yöneltince bağırdı.
“…E-evet. Henüz filmi izlemedim ama senaryoya bakmıştım…”
‘Bunu bu kadar kendimi beğenmiş bir şekilde söylememeliydim. Şu an çok ezik olduğumu düşünüyor olmalı.’
Tereddütle dönüp Akari’ye baktığında, kendisine gülümsediğini görerek şaşırdı.
“Anlıyorum. O zaman neden beraber izlemiyoruz?”
“O-Olur!”
Souta zafer pozu ile çığırırken Yuu çok bilmiş bir ifade takındı,
“Evet, üniversiteye girer girmez kesinlikle İzakaya’da yarı-zamanlı çalışan olursun.”
“Ahaha bahse girerim Yuu ve Haruki her fırsatta oraya giderler.”
Natsuki’nin neşeli sesini duyunca Souta hemen Yuu’ya baktı.
Yuu’nun fark ettiğine emindi ancak kasten arkasına bakmamıştı.
Bu tepki Souta’nın şüphesini onaylamıştı.
‘…Natsuki, Haruki’nin yurt dışında okuyacağını bilmiyor.’
“Neyse ramen gerçekten lezizdi.”
“Evet, Miou-chan ve Serizawa-kun’un gelememiş olması çok üzücü.”
İkisi arkadaşlarının yokluğundan yakınırken, Souta ve Yuu sessizlerdi.
İkisi de Haruki’nin yurt dışında okuma olayını bilmiyorlardı ve de Haruki ve Miou’nun burada olmama sebebini de bilmiyorlardı.
Miou’nun da bilmeme ihtimali vardı.
Souta artık neyin doğru olduğundan emin değildi.
Ama arkadaşının ilişkisinin iyi gitmesini istediğine dair hislerinin gerçek olduğunun farkındaydı.
‘İyi şanslar, Haruki…!’
Souta zihnen tezahüratta bulunurken, koyu saçlar gözlerinin önünde uçuştu.
“Yani, Mochizuki-kun filme ne zaman gideriz?”
Akari’nin yukarıdan masumca yüzüne bakmasının verdiği yıkıcı güçle Souta, nefesini tuttu.
‘Çok tatlı! Adil değil! Ama bu en iyi yanı! Bekle…’
“Eh? Ne zaman? Biz? Film?”
“…Üzgünüm, o konuda sadece şaka mı yapıyordun?”
Akari’nin omuzları hayal kırıklığı ile düşerken, Souta çılgın gibi başını iki yana salladı.
“H-hayır, tabii ki hayır! Ciddiyim, tamamen ciddiyim..!”
“Ah, beni bir an endişelendirdin.”
Akari’nin tekrar gülümsediğini görünce rahatladı ama diğer ikisinin nasıl titrediğini görmek hoşuna gitmedi. Souta’nın çaresizliği karşısında Natsuki ve Yuu gülmelerini tutmaya çalışıyor gibilerdi.
‘İstediğiniz kadar gülün! Sadece hiçbir şey söylemeyin.’
Souta zihniyle emrederek, ikisine delici bakışlar attı.
Çocukluk arkadaşları mesajı aldıklarını göstermek için başparmaklarını kaldırdılar.
‘Çok belli etmeyin! Akarin fark edecek!’
Souta endişeyle Akari’ye göz attı ama o çantasında bir şeyler aramakla meşguldü.
“Ah, buldum. Hadi günü kararlaştıralım.”
Konuşurken telefonunu masaya koydu. Narin parmaklarını ekranda gezdirdi ve planlayıcı uygulamayı kaydırdı.
‘Akarin, bu konuda benden daha ciddisin.’
Souta bunun bir rüya olmadığından emin olmak için kendi yanağını sıktığından ötürü, gözleri acı ve mutluluk göz yaşlarıyla dolmuştu.
“A-ah doğru ya! İstasyonun oradaki sinemada bu hafta sonu özel romantik-komedi koleksiyonu gösterimi olacak. Hâlâ biletleri olmalı. Ne dersin?”
Akari bir an düşündü sonra başını hafifçe eğdi.
“…Romantik-komedi dışında her şeyi izlemeyi isterim.”
“EHHH?!”
Souta’nın kalbi kırık yakarışı restoranda yankılanmıştı.
Natsuki ve Yuu hayal kırıklığı içerisinde oflarken Akari kıkırdadı.
‘Daha ne kadar kendimi aptal durumuna düşüreceğim..?’
“Pazar günü öğleden sonra boşum.”
Akari ona fısıldadığında Souta’nın yüzü anında aydınlanmıştı.
“A-Akarin! Seni seviyorum!”
Günün sonunda konuşmak istediğin insan kuşkusuz sevgilin olmasını istediğin kişi olur.
Souta en sevdiği filmdeki bu satırları hatırlarken, böyle birini bulmuş olmanın mutluluğunun tadını çıkarttı. Tek taraflı ilişkide olmak acı vericiydi ama yine de böyle hissedebileceği birini bulduğu için o yine de mutluydu.
‘Dilerim bir gün Akarin’in gün sonunda düşündüğü kişi olurum.’
Akari’nin telefonundaki film planının başlığını ‘randevu’ olarak düzenlediğini, Souta öğrenmeden önce bir süre daha geçecekti.
Birbirlerine karşı hisleri olduğunu fark ettikleri güne dek-
~SON~
Gölge’den Not: Böylece bir novelimiz daha bitti!
Son olarak sizlere noveli uyarladıkları şarkılardan son ikisine ait çevirileri bırakmak istiyorum. Bu iki şarkı novelden sonrasını anlatıyor ^^
Souta’nın bakış açısı ile: Boku ga Namae o Yobu Hi
Akari’nin bakış açısı ile: Watashi ga Koi o Shiru Hi
-Çevirilere ulaşmak için şarkı isimlerine tıklamanız yeterli olacaktır-
Not
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.