İşsizin Reenkarnasyonu Cilt 01 Bölüm 03

[ A+ ] /[ A- ]

Büyü Kitabı

 

 

Çevirmen: NatsuJun

 

Kısım 1

Yeniden hayata geleli hemen hemen 2 sene geçmişti.
Bacaklarım ve belim yürüyebilmem için yeterli güce ulaşmaya başlamıştı.
Ve bu evrenin dilini anlamaya başlamıştım.

Kısım 2

Ciddi yaşamaya karar vererek ne yapmam gerektiğini iyice düşünmeye başladım.
Hayatımda neye ihtiyaç vardı?
Çalışma, sportif olma ve skill seti…
Bebekken yapabildiğim çok az şey vardı.Yapabildiğim en iyi şey yüzümü birinin göğsüne gömmekti.
Ve bunu o hizmetçiye yaptığımda mutsuz bir ifade takındı.
Bu hizmetçi kesin çocuklardan nefret ediyordu.
Sporu ancak daha ileride yapabileceğimi fark edince, kelime öğrenmek için evdeki kitapları aramaya başladım.
Okuryazar olmak önemli.
Japonlarda neredeyse %100 okuryazarlık oranı vardı, ama çoğunluk İngilizce açısından zayıftı, bu yüzden yurtdışına gitme fikrine hep soğuk bakmışlardır, hatta yabancı dilleri yalnızca bir skill set olarak görüyorlardı.
Bu yüzden, bu evrendeki ilk işim dilini öğrenmekti.

Evde beş kitap vardı.
Acaba bu evrendeki kitaplar pahalı mıydı, yoksa Paul ve Zenith kitap okumuyor muydu?
Muhtemelen sebebi ikisi de.Benim gibi binlerce kitabı olan birisi için akıl almaz bir şeydi.
Hepsi Light Novel olsa da.
Sadece beş kitap vardı, ama kelimeleri tanıyıp öğrenebilmem için yeterliydi.
Bu evrenin dili Japonca’ya benziyordu, o yüzden algılamam kolay oldu.
Harfler tamamen farklı olsa bile konuşmayı öğrenmem baya kolay oldu.
Yeterli kelime dağarcığı ezberlediğim sürece sorun yok.İlkin konuşmayı öğrenmek daha yararlı.
Dili okuyabilmeye başladıktan sonra, bu kitabın içeriğini bir hayli ilginç buldum.
Önceki hayatımda öğrenmeyi hiç ilgi çekici bulmamıştım.Üzerine düşününce, internetten bilgileri akılda tutmayla tıpkı aynıydı.Nasıl ilginç olmasın ki?
Yine de, babam cidden bir bebeğin kitapta yazanları anlayabileceğini düşünüyor muydu?
Benim için hava hoş, ama her normal bir yaşındaki çocuk somurtup avazı çıktığı kadar bağırmaya başlardı.

Bunlar evdeki beş kitabın hepsi.
<<Dünya’yı Gezmek>>
Bu rehber, bu evrendeki çeşitli ülkelerin isimlernden ve oraya özgü özelliklerinden bahsediyordu.

<<Fedoa’nın Canavarları, Ekolojisi ve Zayıf Noktaları>>
Fedoa Bölgesi’nde ortaya çıkan canavarları anlatan ve onlarla nasıl başa çıkılacağını anlatan bir kitap.

<<Büyü Rehberi>>
Büyü saldırılarının başlangıçtan ileri düzeye kadar nasıl kullanılacağını anlatan bir rehber.

<<Perugius’un Destanı>>
Arkadaşlarıyla beraber seyahat eden Perugius adlı bir büyücünün masalı, İblis’le savaşıp Dünya’yı kurtarıyor, kötülüğü cezalandırıp iyiliği mükafatlandırıyor.

ꕥ Burada -büyücü- olarak çevirdiğim kelimenin orijinali ‘Summoner’dır.Kuchiyose no Jutsu’daki gibi büyü gücüne göre efsanevi canavarlara kadar yaratık çağırabilen büyücü sınıfı bu.Burada yazdığım üzere diğer çağırma diye çevirilen tüm kısımlar da bu gruba dahil terimler.


<<Üç Kılıç Ustası ve Labirent>>
Farklı dövüş tarzı kullanan üç maharetli kılıç ustasının birbirleriyle karşılaşıp labirente girmesini konu alan bir macera.

İki savaş romanını boş verelim, diğer üçü bana bir sürü şey öğretecek.
Özellikle büyü rehberi olan.

Sihir olmayan dünyadan gelen biri için, buraya kaydedilmiş şeyler cidden çok ilgimi çekti.
Baştan sona okuyunca birkaç temel prensibi anladım.
1.İlk olarak, geniş çerçevede büyü üç kategoriye bölünebilir.
[Saldırı Büyüsü]—Hedefe Saldırır
[İyileştirme Büyüsü]—Hedefi İyileştirir
[Çağırma Büyüsü]—Bir Şey Çağırır
Üç Tip.Kolay anlaşılır.
Çeşitli fonksiyonlar var ama rehbere göre, büyü aslen savaş için geliştirilmiş.Hala da savaş ve avlanma dışında pek kullanılmaz.

2.Büyü kullanmak için, manan olmalı.
Diğer yandan, manan olduğu sürece büyü kullanabilirsin.
Manayı kullanmanın iki yöntemi var.
-[Vücudundaki manayı kullan]
-[Mana içeren bir şeyden mana çek]
Bu ikisinden biri olmalı.
İyi bir örnek düşünemiyorum.Muhtemelen önceki evin jeneratörü gibi bir şey, sonraki de batarya gibi.
Uzun zaman önce insanlar sadece kendi manalarını kullandılar sihir için; nesiller ilerledikçe büyü araştırıldı ve sonuç olarak gereken mana da katlanarak arttı.
Bu bir sürü manası olanlar için iyi bir şeydi, ama az manası olanlar o tarz büyüyü kullanamazdı.
Böylece, eski büyücüler büyünün koşullarını yerine getirmek için başka yerden mana çekmenin yollarını buldular.

3.Büyüyü aktifleştirmenin iki yolu var.
-[Sihirli Sözler]
-[Büyü dizisi]
Burada açıklamaya gerek yok, değil mi? Büyüyü aktifleştirmek için ya sihirli sözleri söyleyeceksin ya da büyü dizisi kullanacaksın.
Baya bir zaman önce standart olan büyü dizisiymiş, ama şuan yaygın olan kullanım sihirli sözler.
Baya eskilerde, en basit sihirli söz bir iki dakika gerektiriyormuş.
Çok uzun değil ama bu metodu savaşta kullanmak çok zor.
Aksine bir büyü dizisi yapılmaya başlanınca, tekrar tekrar yapılabiliyordu.
Özel bir büyücü başarılı bir şekilde sihirli söz süresini azaltabildi.Böylece artık sihirli sözler standart haline geldi.
En basit sihirli sözler beş saniye alıyor, böylece temel saldırılar da sihirli sözlerle kullanılabiliyor.
Ama acil bir durum olmazsa, komplike büyüler hala büyü dizileriyle yapılıyor.

4.Bir kişinin manası doğduğu anda bellidir.
Normal RPG’lerde seviye atladıkça MP de artar.
Ama bu evrende böyle değil gibi.
Temel olarak, herkes meslek açısından Savaşçı.Bu lafı söylemek bile sanki bir şeylerin değiştiğini hissetmemi sağlıyor.
Peki ya ben? Hmm.
Görünüşe göre, sahip olduğumuz mana miktarı kalıtsaldı.
Annemin büyü kullanabilmesi, benim de belli bir miktar doğal manam var, diye umabilirim demekti.
Biraz endişe verici.Ebeveynlerim maharetli olsa bile genetik karakterimle bunu başarabileceğimi sanmıyorum.

Kısım 3

Her neyse, en basit büyüyü denemeye koyuldum.
Rehberde hem sihirli sözler hem de büyü oluşumu için metodlar var, ama sihirli sözler standart olduğundan ve büyü dizisi yapabilmem için alan olmadığından ilk sihirli sözlerle başladım.
Görünüşe göre büyü ne kadar karmaşıksa sihirli sözlerin süresi o kadar uzun oluyordu.Aslında aşırı karmaşık büyüler büyü dizisi ile birlikte söylenmek zorundaydı, başlangıç için problem değil, ama…
Görünüşe göre maharetli bir büyücü, büyüyü sihirli sözler olmadan kullanabiliyor.
Sessiz sihirli sözler veya sözleri azaltma, böyle bir şey.
Ama neden becerikli bir kişi bile sihirli sözlere ihtiyaç duymadan büyü yapamıyordu?
Tekniği kullanmak için gereken mana miktarı değişmiyordu ve seviye atlasan da MP de yükselmiyordu…
Acaba daha becerikli oldukça daha az mana mı kullanılıyordu?
Yo, bu birinin mana kullanımını azaltsa bile, adımları atlamak için bir sebep olamaz.
‘…………Her neyse, ilkin bir deneyeyim de.

Rehberi sol elimde tuttum, elimi uzatıp sözcükleri okudum.
‘Suyun korumasını istenen yere bahşet, billur gibi akışını buraya topla, SU TOPU!
Sağ kolumdaki kanın toplanma hissini hissettim.
Kanım sanki sıkılıp çıkarılıyormuş gibiydi ve sağ elimin önünde yumruk büyüklüğünde bir su topu oluştu.
‘Vaav!!’
Tam şaşkınlığımı gösterdiğim anda su topu yere düştü ve buharlaştı.
Kitap su topunun fırlaması gerektiğini söylüyordu, ama yere düşmüştü.
Belki de konsantrasyonumun bozulmasıydı büyünün düşmesine sebep olan.

Odaklan, odaklan…
Sağ kolumdaki kanın toplanma hissi.Bu, bu, bu his……Mmmmm.

Bir kere daha sağ elimi kaldırıyorum, önceki duyguyu hatırlayıp zihnimde canlandırmak için.
Ne kadar manam var bilmiyorum ama en iyisi birçok sefer yapabileceğimi düşünmemek.
Odaklan ve her denemenin başarılı olmasını sağla.
Önce hayal etmek zorundaydım, sonra tekrar tekrar zihnimde tekrar etmek ve sonra da gerçekten yapmak.
Eğer başarısızlıkla sonuçlanırsa, tekrar zihnimde hayal edeceğim. Ta ki kafamdaki mükemmele ulaşana kadar.
Bu, geçmişte dövüş oyunlarında her hareketi çalışma yöntemimdi.
Bunun sayesinde, kombo yapmaya çalıştığımda başarısız olmuyordum.
Bu metodu kullanarak pratik yaparsam bir sorun olmamalı…Öyle umuyorum.
‘Nefes….Al….’
Derin bir nefes.
Akan kanı ayak ucumdan ve başımdan sağ elime yolluyorum, bu hissi kullanarak güç topluyorum.
Ve sonra, avucumdan fırlattığımı hissediyorum…
Dikkatlice, dikkatlice.Her kalp atışımda, azar azar topluyorum…
Su, su, su, su topu, su topu, su topu, su topu külotlar…
Kötü düşünceler de karışmıştı içine.Bir kez daha.
Odaklan, suyu sıkıştıraraaak…..
‘HEH!’
Elimde olmadan bir keşiş gibi bağırdım ve su topu çıktı.
‘Ah, he…?’
Lap.

 

 

Şaşkınlığımı gösterdiğim an, su fazlasıyla hızlı düştü.
‘…….Ah.’
Ha…Demin sözleri söylemedim, değil mi?
Peki neden…?
Tek yaptığım o hissi hatırlamak ve zihnimde canlandırarak kullanmaktı.
Peki ya sihir akışını tekrardan yapmak sihirli sözleri gereksiz bırakmış olabilir miydi?
Sessiz sihirli sözler bu kadar basit miydi?
Üst seviye bir teknik olması gerekmiyor muydu?
‘Başarması bu kadar kolaysa, sihirli sözler kaç para eder ki?’
Benim gibi bir çömez bile sessiz sihirli sözleri kullanıp büyü yapabiliyor.
Parmak uçlarımdaki manaya odaklanıp şeklini zihnimde belirlemek…
Esasen hepsi buydu.
O halde sihirli sözler tamamen gereksizdi.Herkes onun yerine böyle yapabilirdi.
(………Hm)
Acaba sihirli sözler büyünün aktivasyonu olabilir miydi?
Kanın toplanması hissini tekrar etmeme gerek yok, sesimi çıkardığım an tamamlayabilirim.
Öyle bir şey olmalı.
Aynı otomatik bir araba gibi.Kullanan aynı zamanda manuele alabilir ve yine de çalışır.
‘Sihirli sözler otomatik olarak büyüyü yapar.’
Sihirli sözleri kullanmanın birkaç avantajı olacak.

Birincisi, kolay.
Kanın vücudumdaki damarlardan toplanması diye açıklamak yerine, herkes basitçe sözleri söyleyerek başarabiliyor mu yani? Hem öğretmen hem öğrenci için daha zahmetsiz bir süreç olacak.
Ve bunu tekrar tekrar öğrettikçe, [sihirli sözlerin ta kendisi gibi bir şey] haline gelecek.

İkincisi, kullanıma daha elverişli.
Demeye gerek yok, saldırı büyüleri dövüşte kullanmak için var.
Gözlerini kapayıp ‘mmmmmmm’ diyerek odaklanmak yerine, çabucak sözleri söylemek daha hızlı.
Kafanda net bir tablo çizerek tüm gücünle koşmak mı, yoksa sihirli sözleri söylerken tüm gücünle koşmak mı, hangisinin daha kolay olduğu tartışma konusu.
‘Birçok insan için zor olmalı.Belki öncekine göre daha basit bulacak insanlar da vardır…’
Hızlıca büyü kitabının sayfalarını çevirdim, ama sessiz sihirli sözler hakkında hiçbir şey bulamadım.
Garip. O kadar da zor değildi, tecrübelerimle sabit.
Belki de benim sahip olduğum özel bir yetenektir ama başkaları kullanamıyordur bile.

Belki bu şekilde düşünmeliyim.
Büyücü genellikle çaylak olarak başlar ve kıdemli olarak sonlanır ve herkes sihirli sözleri metod olarak kullanır.
Binlerce denemeden sonra vücutları sihirli söze alışır.
Ama iş sessiz sihirli söze gelince ne yapacaklarını bilemediler.
Bu yüzden bilgi yayılmadığına göre, rehbere kaydetmediler.
‘Vay, demek öyle!’
O zaman ben sıradan biri değilim.
Harika, değil mi?
Sanki ipucu kağıdı kullanıyormuşum gibi.
‘Oratoryo söylemeden suç katalizörü mü kullandılar!?’
‘Ama tek yaptığım bu katalizörü normalde yaptığım gibi kapıyı açmak için kullanmamdı.’

ꕥ Burada ‘Tasogare-iro no Uta Tsukai’ adlı bir Light Novel serisine gönderme varmış.


Böyle bir şey?
Yehu, heyecanlanıyorum!

Ah, olmaz olmaz.Sakinleş, sakin ol.
Eski ben bu duyguya aldanmıştı.
Bilgisayar kullanmakta ortalama insandan daha iyi olduğumdan ve seçilmiş kişi olmam gibi bir hisse kapılmamdan dolayı açgözlülük yaptım ve sonuç olarak başarısız oldum.
Alçakgönüllü olmalıyım.En önemlisi kendimi başkalarından üstünmüşüm gibi düşünmemek.
Ben acemiyim.Acemi.
Tek atışta tüm lobutları(bowlingdeki hedefler) deviren, eşek şansı olan bir acemi.
Sadece acemi şansı vardı.Yetenek dolu becerikli bir insan değilim.Buna sıkı sıkı çalışmalıyım.
İyi.İlkin büyü yapabilmek için sözleri söylemem gerekiyordu, sonra tecrübe ettiğim histen yola çıkarak, büyüyü yaparken sessiz sihirli sözü tekrar tekrar deneyebildim.
Bu formatta öğrenmeyi kullansam yeterdi.
‘Hadi tekrar yapalım.’
Ama elimi uzattığımda, garip bir şekilde halsiz hissettim.
Sanki omuzlarımda ağır bir şey vardı.
Yorgunluk hissi.
Acaba çok odaklandığımdan dolayı mı?
Yo, en azından internet oyunlarında pro sayılırdım.Eğer gerekirse altı gün boyunca uyumadan avlanmaya devam edebilen biriydim.
Konsantrasyonum iki denemede kaybolmazdı.
‘Yani, manam mı bitti…?’
Tanrım…Eğer mana miktarı doğuştan belirleniyorsa, manam sadece iki su topu atmaya yetecek kadar mı?
Yani bu çok az değil mi? Ya da daha acemi olduğumdan manayı kullanmadaki verimim bu kadar düşük mü?
Yo, bu nasıl olur?

Ne olur ne olmaz diye büyüyü bir kez daha fırlatmayı denedim ama sonuç olarak bayıldım.

Kısım 4

‘Yapma Rudeus, eğer uykuluysan tuvaletini yap ve yatağına yat.’
Uyandığımda sanki kitap okurken uyuyakalıp altımı ıslatmışım gibi muamele gördüm.
Kahretsin.Bu kadar yaşlı olmama rağmen yerleri ıslattım diye azarlanıyorum…
Lanet olsun…Lanet olsun…Daha iki yaşındayım tamam mı? Yatağı ıslatmak hala affedilebilir.
Ama cidden, manam çok az değil mi?
Peh…Bu çok güçsüz hissetmeme sebep oldu…Neyse, 2 su topu olsa bile sırada nasıl kullanacağım var.
Ne olursa olsun, hemen fırlatabileceğim derecede çalışmam gerek.
Heh…

Kısım 5

Diğer gün dört su topu fırlattıktan sonra bile iyiydim.
Ancak beşinci topu fırlattıktan sonra yorulmuş hissettim.
‘Haaah…?’
Dünkü tecrübeme göre eğer bir tane daha fırlatırsam bayılacağımı biliyorum, ve durmaya karar verdim.
Böylece düşünmeye başladım.
Şu anki sınırım altı atış.Dünün iki katı.
Fıçı büyüklüğündeki beş su topuna baktım ve dünden bugüne neden atış sayısının iki katına çıktığını merak ettim.
Acaba dün zaten yorgun olduğumdan mıydı veya dün MP’yi daha hızlı tükettiğimden miydi?
Hepsini sessiz sihirli sözlerle yapıyorum ama iki metod arasında bir fark olmamalı.

Anlamıyorum.
Belki yarın sayı artmaya devam eder.

Kısım 6

Diğer gün.
Yapabildiğim su topu sayısı arttı.
11 tane.
Fırlatabildiğim top sayısını fırlatmış olduğum top kadar artırabiliyorum galiba.
Eğer teorim doğruysa yarına 21 kere büyüyü yapabileceğim.

Bir gün daha geçti.
Tahminimi doğrulamak için büyüyü beş kere yaptım ve durdum.

Bir gün daha geçti.
Ve limitim 26 kereye ulaştı.
Limitim gerçekten de büyüyü yaptığım sayı kadardı.
(Cidden beni kandırdı………….!)
Bir insanın toplam manası doğuştan belirli derken neyi kastediyorsun?
Gözlerinle bile göremediğin soyut bir şeyi, yeteneği belirliyorsun.
Bir çocuğun potansiyeli bir yetişkinin belirleyebileceği bir şey değil!!
‘İyi, bu aynı zamanda kitaba gözü kapalı inanmamam gerektiği manasına geliyor.’
Kitap muhtemelen ‘İnsanın mutluluğunun da bir limiti var.’ gibisinden bir şey diyor.
Ya da alıştırma yapmanın sonuçlarını mı kastediyor?
Acaba sıkı alıştırma yaptıktan sonra mana üst limiti mi vardı?
Hayır, daha bir sonuç çıkarmak için çok erken.Bu sadece bir hipotez.
Şey gibi…Evet, ne kadar büyüyebileceğini baz almak gibi ya da o tarz.
Bebekken büyü kullanınca, üst değer katlanarak artacak, gibi bir şey demek.
Ah, benim özel bir vücudum olması ihtimalini göz ardı edemem.
…..Yo, kendime özel diye muamele etmem doğru değil.
Benim geldiğim dünyada atletik becerilerin ergenlikte katlanarak geliştiği söylenir.
Ama asıl problem ergenlikten sonra, ne kadar denersen dene çok bir ilerleme kat edemezsin.
Bu evrende bile büyü gibi bir şey için, bir insanın vücut yapısı ile bir fark yok.
Temel olarak aynı şey.
O halde yapılacak tek şey var.
Ergenlik bitmeden olabildiğince fazla idman yapmak.

Kısım 7

Diğer gün ve sonrasında manamı sonuna kadar harcadım, her gün.
Aynı zamanda, kullanabildiğim büyülerin sayısı da arttı.
O hissi hatırlayabildiğim sürece, sessiz sihirli sözleri kullanmak kolay.
Her neyse, kısa vadede hedefim başlangıç büyülerinde tamamen ustalaşmak.
Başlangıç büyüsü aynen isminin de ima ettiği gibi.Tüm saldırı büyüleri arasında en düşük seviyeye sahip.
Su ve alev topu başlangıç büyüleri arasında temel olarak bilinir.
Büyüde yedi zorluk seviyesi var.
[Başlangıç, Orta seviye, İleri seviye, Aziz, Kral, İmparator, Tanrı]
Tipik eğitimsiz büyücülerin başlangıç ve orta seviye büyüler yapabilirken, ortalama eğitimli bir büyücünün kendi sihir yeteneğini İleri seviyeye kadar geliştirebileceğini okudum.
Eğer İleri seviyeden ötesini bu sisteme göre takip edersek, Ateş-Aziz veya Su-Aziz aynı şey sayılır.
Aziz seviyesi.
Bunu görmek için kısmen can atıyorum.
Ama bu büyü rehberinde sadece İleri seviyeye kadar ateş, su, rüzgar ve toprak sistemleri var.
‘Nereden Aziz seviyesi ve üstü büyüleri öğrenebilirim……?’
Yok, çok ilerisini düşünmemek daha iyi.
RPG Yapımcıları için de aynısı geçerli, eğer biri en güçlü canavarlardan türetmeye başlarsa, onun hayal kırıklığı olma ihtimali yüksek olurdu.
Kişi hep Slime’dan başlamalı.

ꕥ MMORPG’lerin en temel canavarı


Gerçi ben Slime’ı bile bitirmedim her ne kadar ondan başlamış olsam da.

ꕥ NEET haliyle oyun kurma çabaları olmuştu ona gönderme yapıyor burada.

Kısım 8

Şimdi, kitapta aşağıdaki su büyüleri var.

Su Topu: Fırlatılabilen bir su mermisi.Su Topu.
Su Kalkanı: Yerden yükselerek duvar oluşturan su.Su Kalkanı.
Su Oku: 20cm’lik fırlatılabilen bir dart.Su Oku.
Buz Darbesi: Düşmana kuvvetli bir şekilde vurmak için bir sütun buz oluşturur.Buz Vuruşu.
Buz Silahı: Buzdan bir kılıç oluşturur.Buz Kılıcı.

Hepsini denedim.
Tüm büyüler başlangıç seviyesi olsa bile, yaparkenki kullanılan mana değişiyordu.
Su topunu standart kullanarak, basit bir sihiri yapmak 2 ila 20 su topu kadar mana harcıyordu.

Temel olarak sadece su büyüsü ile alıştırma yaptım.
Eğer ateş büyüsü deneyip de yangın çıkarsam sorun olurdu çünkü.
Ateş demişken, galiba kullanılan mana miktarı sıcaklıkla orantılıydı.Seviye yükseldikçe buz da soğuklaşıyordu.
Kitap bazı büyülerin elimden fırlaması gerektiğini söylerken ben ne su topunu ne de su okunu doğru düzgün beceremedim.
Kitap öyle dese de ne su topu ne de su oku, hiçbir şeyi fırlatamıyordum.
Neden böyle? Nerede yanlış yaptım…
Hmmm.Anlamıyorum.
Kitap büyünün boyutu ve hızı hakkında bir şeyler diyordu.
Acaba su topunu kurduktan sonra bile kontrol edebilmek için sihir kullanmam mı gerekiyordu?
Deneyelim o zaman.
‘Oh?’
Su topu büyükleşti.
‘Ohhhh!’
Lap.
‘Ah….’
Ama yine de yere düştü.
Ondan sonra, topun boyutunu değiştirmek için çeşitli yöntemler denedim.
İki farklı su topunu aynı anda oluşturdum.
Aynı anda su toplarının boyutlarını değiştirdim.
Ama yeni bir keşif olsa bile, görünüşe göre hiçbiri ileri fırlamıyordu.

Ateş ve rüzgar yerçekiminden etkilenmeyip havada süzülebiliyorlardı.Ama sonuçta belirli bir süre sonra kaybolacaklardı.
Rüzgarla süzülen bir ateş topunu vurmayı denedim ama bir yerde yanlışlık olduğunu sezdim.
Hmmm…

Kısım 9

2 ay sonra.
Tüm hatalarımın sonucunda nihayet su topunu fırlatabilmeyi başardım.
Şu ana dek sihirli sözlerin altında yatan temel konsepti kavradım.

Sihirli sözler için önemli adımlar var.
Kurma >> Boyutunu ayarlama >> Hızını ayarlama >> Aktifleştirme.
Bununla beraber büyücü hızı ayarlar ayarlamaz büyü yapılmış oluyor.
Yani sözleri söyledikten sonra,

1) Büyü kendiliğinden şekil alır.
2) Bundan sonra belirli bir zaman çerçevesinde, mana girişini artırarak boyutu ayarlanır.
3) Boyut ayarlandıktan sonra belirli bir süre içerisinde ek mana girişiyle hızı ayarlanır.
4) Hazırlık evresi bitince, büyü büyücünün elinden çıkar ve direkt hedefe doğru uçar.
Bu tüm şeyin dizilimi.
Büyük ihtimalle doğru…Bence.
Asıl olay sözlerden sonra, burada 2 kat daha fazla mana eklemem gerek.
Eğer boyutu ayarlamazsan, hız ayarlaması olmuyor.
Topu fırlatmaya çalıştığımda sadece boyutunun değişmesine, başka bir şey olmamasına şaşmamak gerek.

Ve eklemek gerekirse, sessiz sihirli sözleri yaparken, bunların hepsini kendim işlemden geçirmem gerek.
Zor olsa bile, boyutu ve hızı değiştirmek için gereken zamanı azaltıyor.
Sihirli sözlerden birkaç kat daha hızlı olması mümkün.
Aynı zamanda ayarlamalar sessiz sihirli sözlerin yapım aşamasında da yapılabiliyor.
Mesela kitapta su topunu nasıl dondurup buz kütlesi yapılacağı kayıtlı değildi.
Eğer buna çalışırsam, belki Kaiser Phoenix saldırısını kullanabilirim.(Yüzüm gurur dolu)

ꕥ Kaiser Phoenix Attack: Yazar gönderme yapmayı seviyor, burada da Dragon Quest Dai’s Great Adventure’ın baş karakterinin ultisi imiş.Bizim NEET işini biliyor desenize.


Farklı fikirlerle, farklı tarz etkiler oluşturabilirim.
Bu cidden ilgi çekici gelmeye başladı!!
……Ama temeller kesinlikle çok önemli.
Deneme yapmadan önce genel mana miktarımın artmasını beklemem gerek.
[[Mana kapasitemi artırmak]]
[[Sessiz sihirli sözleri nefes almak kadar kolay olana dek kullanmak]]
Bunlar şimdilik iki görevim.
Eğer aniden büyük hedef koyarsam kolayca sekteye uğrayabilir.
Küçük bir şeylerle başlamak en iyisi.
Tamamdır, kolları sıvama vakti.
Ve böylece, Temel büyüleri kendimden geçene dek çalışmaya devam ettim.

Not

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.