Elementlerin Tanrısı Bölüm 01

[ A+ ] /[ A- ]

Elementlerin Tanrısı- Bölüm 1: Gerçeklik

 

Dünya uzun zaman önce değişmişti, tam bir zaman vermek gerekirse neredeyse 35 yıl diyebiliriz, neden değiştiğini sorarsanız ise bu durumu hiç de kısa olmayacak bir şekilde anlatabiliriz.

 

Bir oyun düşünün. Büyünün, canavarların, seviyelerin ve aklınıza gelebilecek her türlü saçmalığın ve uçukluğun bulunduğu bir oyun, işte Dünya bu tür uçukluklardan birine dönüştü, gerçeklik uzun zamandır insanların severek okuduğu ve hiçbir olumsuzluğa kapılmadığı o fantezi dünyalarından birisine dönüştü.

 

Tam olarak anlatmak ve hiçbir benzetme yapmazsak ise konuyu bu şekilde açabiliriz, Dünya tam tamına 34 yıl 11 ay ve 23 gün önce bir oyun dünyasına dönüştü ve Dünya’nın etrafında insanların ”zindan ve kule” dedikleri iki çeşit yapıtsallık oluşmaya başladı, bunların sayıları başta oldukça az olsa da zaman geçtikçe sayıları oldukça arttı. En başta insanlar ne yapacaklarını tartışır ve olacaklara hazırlanırken geçitler hareketlenmeye başladı ve içinden gerçek hayatta hiç göremeyeceğinizi düşündüğünüz türden canavarlar çıkmaya başladı.

 

Dünya orduları elinden geleni yapmaya çalışsa da ne yazık ki kayıp vermemek elde değildi, insanlar öldü, çok fazlası canavarların elinde can verdi, istatistiksel olarak söylemek gerekirse 10 milyarlık Dünya nüfusu her şey kontrol altına alındıktan sonraki sayımdan sonra neredeyse 6 milyara düşmüştü.

 

Peki her şey nasıl mı kontrol altına alındı? Anlatalım. Dünya, insanların canavar olarak adlandırdığı canlıların elince can çekişirken hiç kimsenin düşünemeyeceği bir şey gerçekleşti, insanlar güç kazandı. Bir oyundan ne beklerseniz olabilecek her şey burada da mevcudiyet göstermeye başlamıştı. Oyun statları ve yetenekler, seviyeler, rütbeler ve dereceler.

 

Güçlerini kazanan insanlar saklandıkları yerlerden çıkmaya ve canavarların hayatlarına son vermeye başladı ve böylece olabilecek her şey gerçekleşmeye ve raylarına oturmaya başladı, insanlar karşıt güçleri bir kere daha zekaları ve yetenekleri ile yenmiş ve olaya azıcık da olsa bir son nokta koymaya başarmıştı.

 

İnsanlar zindan dedikleri o geçitlere girmeye başlayıp zindanları temizlemeyi başardı ve tehlikeyi neredeyse tümden yok ettiler, her zaman yeni zindanlar ortaya çıkıyor ve insanlar ise onları temizliyor ve içinden oyunlarda bulunan yetenek, silah ve eserleri buluyorlardı.

 

Kuleler ise farklıydı, ”güçlü” olarak sayılabilecek insanlar kuleye girip resmen görsel bir sanallık ve ilahi bir güçle oluşan canavarlara karşı savaşmaya başladı ve dereceleri yüksek bir seviyeye ulaştı. Dereceler arttıkça ise insanlar daha çok güçlenmeyi başardı ve tüm Dünyaya bir kere daha barış hakim oldu.

 

Oyunlardaki Lonca sistemi dünyada var olmayı başarmış ve ”Avcılar Birliği” olarak adlandırılan bir kurum ortaya çıkmıştı. Bu kurum tüm avcıların bilgilerini saklayan ve güvenliğini sağlayan bir birlikti, tüm dünyanın her yerinde bu kurumlar oluşturuldu ve ortaya bir yönetim çıktı: ”Avcı Denetimi”. 

 

İnsanlar avcılar tarafından korunurken ”Askeri Güç” sahibi olan ülkeler ”Avcı Birliği” ile bir anlaşma yaptı, avcıların ülkelerindeki zindanları temizlemesine karşın var olan ekonomik gelirlerin %7’si onların olacaktı. Ekonomi hızla değişti ve avcıların sahip olduğu güç hızla arttı.

 

İşte Dünya bu tür bir uçukluğa ve değişime uğramıştı. Şimdi Dünya’nın değişimini anlattığımıza göre artık hikayemize geçebiliriz.

 

Hikayemizin ana kahramanının adı Aaron, İbranice kökenli bir isme sahip olan karakterimizin adının anlamı ise güç ile ilişkili olarak ”yüksek bir dağ”, bu isim ana karakterimizin İngiliz Annesi ve Rus Babası tarafından ortak olarak konuldu. Ailesi bu ismi ona her zaman güçlü olması umudu ile koymuş ve Aaron’u öyle büyütmüşlerdi.

 

Aaron 19 yaşındayken bu değişim meydana gelmiş ve ne yazık ki ailesi bu değişimden sağ çıkamamıştı, normal olarak ailesinin kendi çapında intikamını almak isteyen Aaron 19 yaşında bir avcı olmaya karar vermişti ve bu kararı oldukça doğru bir karardı. Avcılar ilk avcı olduklarında ”Kuleler” onlara özel bir kart verir ve bu kart onların derecelendirmesi, adı ve benzeri bilgileri üstünde bulundururdu, Aaron’un ise o zamanda derecelendirmesi Kuleler tarafından B derece olarak kaydedilmiş ve ona göre zindan baskınlarına katılmaya başlamıştı. Aaron kariyerinde çok iyi yerlere gelmiş ve değişim başladıktan neredeyse 35 yıl sonra yani 54 yaşında bir X seviyeli avcı olmuştu.

 

Seviye ve statlar yüzünden avcıların yaşlarının ortalama 200 sınırında olduğu varsayılırsa bu X seviye olmak için çok iyi bir yaştı. Evet insanlar yaşları dahil her türlü şeyleri derecelendirmeleriyle arttırabiliyorlardı.

 

F seviyeler-10, E seviyeler-20, D seviyeler- 25, C seviyeler-40, B seviyeler-60, A seviyeler-120, S seviyeler- 240, SS seviyeler- 580 ve X seviyeler ise fazladan tamı tamına 1160 yaş sahibi oluyorlardı. Bu uçuk sayıların gerçekleşmesini sağlayan şeye ise insanlar ”sistem” adını takmıştı.

 

X seviyeli avcılardan dünyada neredeyse 100 kadar vardı ve her biri tek başına bir S seviye zindanı yok edebilecek kadar güçlüydü, bu insanlar Dünya’nın bel kemiği ve koruyucularıydı. Aaron ise bu mükemmel ve güçlü insanların bir parçasıydı.

 

Aaron’un kişisel özellikleri hakkında bilmemiz gereken şeyler, yaklaşık 1.85 cm olduğu, gereğinden fazla yakışıklı olduğu ve zekasının Dünya’nın en iyilerinden birisi olduğudur. Fakat bunlar şimdi konuşmamız gereken şeyler değil. Asıl konuşmamız gereken şey ise ana karekterimizin ölümün ellerine düşmesini sağlayan şey XX seviye geçit kırılmasıdır.

 

Değişimden yaklaşık 35 yıl sonra bir zindan ortaya çıkmıştı, dünyadaki ilk ve tek XX seviye zindan. Zindan o kadar zorluydu ki temizlemeye çalışırken yaklaşık olarak 1.000.000 S seviye, 100.000 SS seviye ve 40 kadar ise X seviye avcı can vermişti fakat bu canlardan birisi Aaron’a ait değildi. Malum olarak zindan temizlenemedi ve zindan kırılması mevcudiyet gösterdi, zindan kırılması İngiltere’nin başkenti olan Londra’da gerçekleşti ve oradan dağılmaya başladı, Aaron elindeki her şeyi, takım arkadaşları da dahil her şeyi kullandı ve zindan kırılmasına karşı savaştı fakat sonunda çok fazla kayıp ortaya çıktı, Aaron’un elindeki her şey yine yok olmuş ve Aaron ciddi anlamda yaralanmıştı.

 

Neredeyse tamamıyla yok edilen zindan kırılmasından son 1 canavar daha çıktı, zindanın patron canavarı Elajiah: Elajiah, yaklaşık 25 km uzunluğunda bir ejderhaydı, insanlığın şu ana kadar gördüğü en büyük ejderha o idi. Savaş alanında ortaya çıkan ejderha Elajiah’ın karşısına kalan gücü ile dikilen Aaron zeki ejderhaya karşı konuşmaya başlamıştı:

 

”Seni şerefsiz, tam da Dünya’ya bir kere daha barış hakim sürüyordu, tam da insanlar birazcık nefes alıyordu, fakat sen ortaya çıktın! Eğer varsa ki Tanrılar şahidim olsun seni de benimle götüreceğim!!”

 

Ejderha Aaron’un bu sözlerine gülmüş ve alaycı bir şekilde başını sallamıştı, bunu gören Aaron daha da çok sinirlenmiş ve elinde kalan son kozu oynamıştı, Aaron’un ebedi yeteneği ”Ölümün Hedef Tahtası”. Bu yetenek kullanıcıyı öldüren fakat ne olursa olsun kullanıcının saldırıya geçtiği hedefi de kendisi ile birlikte düşüren bir yetenekti ve Aaron onu sonunda! son kozu olarak kullanmaya hazırlanmıştı, çok bir süre geçmeden Aaron atağa geçti, yetenek sayesinde yerine sabitlenen ve konuşma yetisini bile yitiren Ejderha Elajiah’ın gözlerini korku bürüdü ve ardından ise Aaron’un kılıcı Yüce Ejdere saplandı.

 

Aaron yere düşerken ve Yüce Ejder onun gözleri önünde toza dönüşürken Aaron düşündü:

 

‘Eğer gece gündüz çalışsaydım, dinlenmeyi aklımdan bile geçirmeseydim herkesi kuratarabilir miydim?’ Fakat kendisi de cevabı bilmiyordu ve böylece Aaron’un gözleri kapandı.

 

Aaron öldüğünde önünde sistemden bir bildirim oluştu ”Aaron Dion, bir Yüce Ejderi ilk katleden olarak 2 hak elde ettiniz. Tanrı sistemi ve ikinci şans. Yolunuz açık olsun.”

Not

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.