Dünya Kapısı Çevrimiçi Bölüm 0

[ A+ ] /[ A- ]

Çevirmen: Euphia

 

*ting*

 

 

 

“…he?”

Lucas gözlerini açtığında, önündeki bildirim penceresine bakarak talihsizliğiyle karşılaştı.

“Terkedildiğime inanamıyorum, Feredir, Ravi… İkinize de bunu ödeteceğim.”
Lucas 2 eski takım üyesine küfrederken dişlerini sertçe gıcırdattı ve sonunda etrafındakileri farketti.

“…Neredeyim..ben?”

Öfkesini tutup, hala sağlam olduğundan emin olmak için başını tutarak yerden kalkarken, 17-18 yaşlarındaki beyaz saçlı oğlan, etrafına baktı.

Baktığı her yer karanlıktı, ki bu bir mağaranın içinde olduğunu gösteriyordu; yukarı baktı ve bir insanın girebileceği boyuttaki açıklıktan bulutsuz, mavi gökyüzünü gördü – oradan düşmüş olmalıydı.

Görüşünün en yukarısına, sağına baktı ve üzerinde ismi, mesleği ve leveli [LVL 1 Acemi Lucas] tarafından takip edilen, altında MP diye de bilinen [Mana Puanları] bulunan, [Yaşam Puanları]’nı (HP) doğruladı.

“Aaah… Sadece bir HP’min kaldığına inanamıyorum… neredeyse ölüyormuşum.”

Doğru, hala Level 1, acemi olduğu için HP barı [1/100] kaldığını gösteriyordu. Fakat, hala 1 canı kalmış olsa da, MP barının altında gösterilen [Kan Kaybediyor] statüsü yüzünden, kalan 1 HP’yi de birkaç saniye içinde kaybedecekti.

“[Envanter]”

Eşit karolarla kaplı tanıdık, mavi bir levha *ting* sesiyle envanterini gösterdi. [Acemi Sağlık İksiri]’ni seçti ve içinde kırmızı bir sıvı bulunan küçük şişe elinde belirdi. [Acemi Sağlık İksiri]’nin kullanıcıya 100 HP geri kazandırma yetisi vardır. Bir Level 1’in en az 100 HP’si olduğundan, çoğu acemi onu para biriktirmek için kullanır.

Lucas, HP barını izlerken iksiri çabucak içti.
“..Haah.. başardım. Şimdi.. buradan nasıl çıkarım?”

Dolu HP barını görünce sakinleştiği için, etrafını tekrar kontrol etti.
Öncekinden farklı olmadığını görünce, bir çıkış yolu bulma ümidiyle karanlıkta yürümeye başladı.

Aynı zamanda [Acemi Hançeri]’ni de kuşandı, çünkü yol boyunca bazı canavarlarla karşılaşması muhtemeldi.

“…Burası savaşmak için çok karanlık..”

Baktığı her yerde, yalnızca karanlıkla karşılaştı. Bir düşmanın ne zaman ortaya çıkacağını tahmin etmenin hiçbir yolu yoktu, fakat bu zindanı ilk keşfeden kişi olduğuna memnundu, hala Level 1’deydi. Her ne olursa olsun bu zindan işsiz biri, hatta bir acemi için çok fazlaydı. Güvenebileceği hiç kimse yoktu, partisi onu terketmişti, oyunu gerçek hayattaki arkadaşlarından gizleyerek oynamaya devam etmişti, ve bir acemi olarak, oyunda bir tane bile arkadaşı yoktu.

Bu karanlıkta yapayalnızdı.

Kendi içgüdülerine bel bağlayarak ilerlemeye devam ederken, her adımının güvenli olup olmadığını yavaşça kontrol ederek dikkatli bir şekilde karanlığa yürüdü.
Yürümeye başladıktan 15 dakika sonra, nihayet düşman ortaya çıkmıştı, ve sadece bir tane değillerdi.

*ki ki kikiki ki kiki*

Lucas her tarafından yarasa seslerine benzer bir şeyler duydu.

Kendi ölümünü öngörerek, tereddüt etmeden can havliyle ters yöne koşmaya başladı. Ancak yarasalar hala takipteydi.

Lucas’tan hızlı olan yarasalar çabucak ona yetişti ve saldırmaya başladı.

Bir yarasa Lucas’ı kolundan ısırdı ve HP’sini %30 azaltmayı başardı.

Bunu gördükten sonra, Lucas’ın rengi anında soldu ve tavanındaki boşluktan güneş ışığı giren tanıdık diriliş noktasına ulaşana kadar koşmaya devam etti.

Boşluğun altında, tam ortada duran Lucas arkasını döndü ve nihayet rengini daha da solduran saldırganın anlık bir görüntüsünü yakalayabildi.

[LVL 31 Dracula Yarasa]

“TAMI TAMINA 30 LEVEL FARK MI!!!???”

Elbette bunu düşünür düşünmez, ilk ölümünü tecrübe etti  , ya da?

Not

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.