Zetsubousei Hero Chiryouyaku 1.Bölüm
Çevirmen: Gölge
Umutsuzluk Kahramanlara Çaredir
?
Gözlerimi açtığımda, kilitli bir odadaydım.
Etrafımda ağızları bağlanmış ve zincire vurulmuş birkaç insan vardı.
Bazı sebeplerden dolayı, anılarım çok net değildi. Ne… Olmuştu? Başka birine yaklaşmaya başladığım anda, aniden hoparlörden bir ses duydum.
“…Pekala, günaydın. Ani olsa da, bir oyuna katılıyor olacaksın. Kurallar basit. Bu Kral Oyunu. Fakat, senin oyuncu olmana karar verdim. Oradaki kutudan bir emir çekmeli ve yazan şeyi gerçekleştirmelisin. Ama, ilave olarak, kendin de bir emir ekleyeceksin.”
Kral Oyunu mu? Bu da ne demek oluyor?
“Adalet duygusu güçlü bir insan olduğunu ve sorumluluk duygunun güçlü olduğunu duydum. Dürüst olmak gerekirse, ben kötü adamım. Fakat, çok kolay yakalanmayacağım. Oyunda ilerle ve beni yakalayabiliyor musun gör.”
Aslına bakılacak olursa, adalet duygusu ve sorumluluk duygusu güçlü bir insan gibi hissederdim.
“Tamamdır, hadi başlayalım.”
Ruh halimi hemen değiştirdim. Bu oyunu kurallarına göre oynamalı ve kötü adamı yakalamalıydım. Kafam bu düşüncelerle doluydu.
Doğru ve yanlışın ne olduğunu açıklığa kavuşturmalıydım. Kurallara uyarak, kötüyü yok etmek ve kahraman olmak zorundaydım.
“Kral da kim? Hahaha… Pekala, o benim. Öyleyse, benim ilk isteğim…… Bu adamı öldürmen.”
….Ne? Fakat, sorumluluk duygum güçlü olduğu gibi, adalet anlayışım da öyleydi. Bu hain adamı yakalamak için kurallara uymalıydım. Kurallar mutlaktı.
“Onu öldürdüm. Sıradaki.”
“Kral kim~? Hahaha..Sıradaki şu kız.”
“Öldürdüm. Sıradaki.”
Bu şekilde, teker teker, Kralın emirlerine göre odadaki herkesi öldürdüm.
“Sonraki. Kral kim~?
Son istek, benim kutuya koyduğumdu. Kralı öldürmek. Bununla, sonunda kurallara göre kötü adamı öldürebilirim! Fakat, bunu düşündüğüm an, bilincim aniden netleşti.
“….Doğru ya. En başından beri, Kral bendim.”
Ben, güçlü sorumluluk duygusu ve adalet anlayışı olan kişi, bunu yapmamın bir meşruiyeti yoksa kötü adamı öldüremezdim.
Kendi kurduğum oyuna katılmamın sebebi buydu. Hoparlördeki ses bana aitti. Fakat, oyun artık durdurulamazdı. Kendim çektiğim bu emre itaatsizlik, kuralların ihlali olurdu…..!”
Ve böylece o, kendi canına kıydı.?
Anlamsız cümlelerle boğuşmayı kesip, sessizce kahvemi yudumladım.
“Sadece güvenli ve sıradan bir şey çizmeye devam ederseniz, fabrika üretim hattından farklı olmaz, değil mi?”
Kahve yanıt vermedi.
Not
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.