Paul’un Anısına 3.Bölüm
Ayık Silahşör Sadece Bir Kez İçiyor
Çevirmen: RaccoonYobo
Paul’un Cenazesi.
Cenaze sonrasında herkes Paul’un anısına bir şey getirmişti.
Roxy ithal bir bira şişesi getirmişti.
“-Rudy’e hocalık yaptığım dönemde Bay Paul içmeyi sevmeyen birine benziyordu. Ancak…”
Roxy’nin anlattığı hikaye Rudeus hala bir çocukken yaşanmıştı.
Rudeus’un beşinci yıl doğum günü.
Genel bilgi olduğundan açıklama yapmak abes kaçacak ama yine de açıklayayım: İnsan ırkının geleneklerinden birisi her beş yılda bir doğum günü kutlamaktır.
Bu Rudeus’un doğum günü için de geçerliydi. Ailedeki herkes ona bir hediye hazırlamıştı ve doğum günü partisi için hazırlanmıştı. Roxy, Rudeus’a bir büyü asası hediye etmişti. Gerçi o asa sonradan Sylphy’nin eline geçti ama, neyse başka bir zaman anlatırız o hikayeyi.
O gün, Greyrat ailesi küçük bir parti verdi.
Roxy, ailenin bir parçası olarak davet edildiği için çok mutlu olmuştu ve partide çok eğlenmişti.
O günün akşamı…
“-…?”
Gecenin köründe, Roxy aniden uyanıverdi.
Deneyimli bir maceracı olduğundan dünyanın en yumuşak yatağında yatsa bile en ufak sese hemen uyanırdı.
…Oops, yalan söyledim. O gece mışıl mışıl, hatta horul horul uyuyordu. Ani uyanışı sadece bir tesadüften ibaretti.
Uyandıktan sonra merdivenlerin aşağısından gelen kısık bir ses duydu.
“-Hırsız mı?”
Paul’un uğraşları sayesinde Buena Köyü oldukça huzurlu bir yer olmuştu. Yabancılara bile iyi davranıyorlardı.
Ama her zaman açgözlü olanlar vardır.
Hırsızlar her zaman en zenginlerden çalar. Bu yüzden köyün şövalyesi olduğundan Paul’un hanesi köydeki en zengin yer olmalıydı.
“-Ah amanın.”
Roxy ayağa kalktı, büyü asasını kuşandı ve parmak uçlarında odasından dışarı çıktı.
Greyrat Ailesi ona iyi davranmıştı. Bütün evi uyandırmadan hırsızı kovmak onun için çocuk oyuncağı olmalıydı.
Roxy merdivenlerden aşağı indi, sesin kaynağına doğru.
“-…”
Ses mutfaktan geliyordu.
Dikkatli bir şekilde göz attı. Dolabın üzerinde bir gölge duruyordu.
Sanırım hırsızımız yemek peşindeymiş.
Asura Krallığında yemek kıtlığı denen bir şey yoktur. Yeşil ve bereketli bir krallıktır, yenilenebilir yemişler ve otlar her bir köşede biter. Bununla beraber köydekiler o tür yiyeceklere kıyasla ev yemeklerini tercih eder ama.
Her neyse, hırsız para değil yemek peşindeymiş, belki uzlaşabilirdi onunla. Diye düşündü Roxy nazik bir tonda konuşmaya başlarken.
“-…Aç mısınız?”
Gölge irkildi, sonra dolaptan yavaşça uzaklaşmaya başladı.
“-Oh… Sen miydin Roxy?”
Gölge meğersem Paul’muş, yüzü utanç içindeydi.
“-Eh? Bay Paul gecenin bu saatinde mutfakta ne yapıyorsunuz?”
“-Bir şey yapmıyorum.”
Paul yüzünü çevirdi, bir şey saklamaya çalıştığı çok barizdi.
Roxy’nin Paul’un ne sakladığını tahmin etmesi uzun sürmedi.
“-Yeterince içmediniz mi zaten?”
“Ehmm, aslında…”
Paul aceleyle şişeyi arkasına sakladı.
Roxy, hareketleri karşısında şaşırıyordu.
Greyrat ailesi alkol içmeyi yasaklamamıştı sonuçta.
“-Ne oluyor?”
“-Uh… Rudy’nin doğumundan sonra kendimi fazla içmemeye zorladım. Sarhoş olup bir aptallık yapmak istemem sonuçta, değil mi? Özellikle Rudy’nin önünde…”
“-…evet, anlıyorum sizi.”
“-Ama bugün yeterince tatmin olamadım. Bazenleri içimden zil zurna sarhoş olmak geliyor… Hayır, nasıl desem? Anladın değil mi? Rudy beş yaşında şimdi. Ama sanki daha dün dünyaya gelmiş gibi hissediyorum…”
Roxy’nin alkolle arası iyi değildi. Çoğunun tadı acıydı ve hemen sarhoş oluyordu.
Ama kendini salarak kutlama yapma isteğinin nasıl bir şey olduğunu biliyordu.
Her gün kendini tutmak, ve arada bir, o stresi tek bir seferde atmak.
“-Hmm, anlıyorum sizi.”
“-Hehe, teşekkür ederim nezaketin için. Başka bir şey daha, bu olayı Zenith’ten sakla lütfen, tamam mı? Gizli gizli içtiğimi duyarsa beni öldürür.”
“-Saklarım, ama bir şartla…”
O gece, sır olma şartıyla Roxy, Paul ile birlikte içki içtiler.
“-Sır olarak kalıcak dedik ama… biraz abarttık gibi sanki?”
Bu son sözle beraber Roxy birasını son bir kez yudumladı.
Biranın o acı tadına hiçbir zaman alışamadı
Ama anısında, o gece içtiği bira çok tatlı gelmişti.
Not
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.