No Game No Life Cilt 02 Bölüm 52

Çevirmen: Sumire & Redaktör: Fri

Seyirciler ekranı izliyordu, yansıyan bağlantı yeriydi.

Bir batı filmini anımsatıyordu, rüzgar dalgası esip kağıtları uçurdu. Herkesin gözleri ekrana dikiliydi.

Ekranda iki yüz vardı.

İmanity’nin kralı, Sora.

Ve Doğu Birliği’nin temsilcisi, İzuna.

Shiro, Steph ve İno onları yansıtan ekranı izliyorlardı.

Kurami dikkatle ekrana bakıyordu, gördüklerini Fii ile paylaşıyordu.

Sonra —— önceki gibi, şiddetli bir savaş başlamak üzereydi.

Bu maçın sonuçları küçük olsa da binlerce güçlü izleyici dikkatle ekrana bakıyordu.

Sora’nın bu oyun teklifi çok basitti.

Fiziksel güçte kozlarını paylaşacaklardı. —— kazanması imkansızdı.

İzuna’nın önceki kızıl görünümüne tanıklık edenlerin hepsi öyle düşünüyordu.

Yine de, Sora ve arkadaşları onu bu durumunda yenmişlerdi ama bu önden bir maç değildi.
Nihayet onu yenebilmek için beceri, strateji, sayısız tuzağa başvurmuşlardı.

Tepki hızı ve sürat, insanlar bu kızıl canavarlara karşı asla kazanamazdı.

Doğu Birliği’nin kıtadaki her şeyi ele geçirildiğinden İzuna ve İno bile dahildi.

Sora, İzuna’nın sahipliğini ele almıştı.

Yani teklif, [arkadaş olma] hakkı, sevinçten havalara uçuracak bir rahatlatmaydı.

Ancak, aynı zamanda, izleyiciler düşünüyordu.

Bu adam, bu [Kral], İmanity’nin en güçlü kumarbazlarının yarısı —— düzenbaz sahip…

İşler onun dediği gibi basitçe bitecek miydi?

“Öyleyse başlayalım, parayı havaya fırlatacağım, para yere çarptığında ateş düellosu başlar.”

“…——“

İzuna’nın sözsüz yanıtı Sora için kabuldü.

Paranın tiz sesi yankılandı, gökyüzünde yukarılara uçtu.

İfadesini göremese de İzuna’nın siyah gözleri Sora’nın yüzüne dikilmişti. —— ona karşı kazanmış olan tek kişiydi.

Doğu Birliği’ni tamamen kendi başına ele geçirmiş, bir sürü Werebeast’i köşeye sıkıştırmıştı.
Kendisini çekmek için [Kimse ölmez] demişti. —— Paranın yere çarpma sesi yankılandı.

Ama… İzuna başını eğdi, silahını kullanma niyeti olmadan.

“Vuu… Gerçekten bu tarafı seçtin ah.”

Sora bunu söyledi ve yavaşça silahı İzuna’ya doğrulttu.

…Gerçekten, İzuna kaybederse, Sora neden [Kimse ölmez] dediğinin kanıtlarını sunacaktı.

Bu kabul edilebilir bir nedense, İzuna sorumluluklarından kurtulmuş olurdu.

Kabul edilemez bir nedense bile onu kandıran biriyle [Arkadaş] olmasına gerek yoktu.

İnsanlar ne düşünürse düşünsün, bunlar şimdiden İzuna’nın kaybetmesi için ayarlanmış şartlardı.

——hepsi buydu.

Çaresizce kaybetmek ve neden kimsenin ölmeyeceğini duymak. Aynen böyle ——aynen böyle——

“…Peki, dürüst olabilir miyim?” Sora iç çekti.

Yüzü hayal kırıklığı doluydu, Sora parmağını tetiğe yerleştirip çekti.

“Gerçekten hayal kırıklığına uğradım, İzuna.”
————————!

“——Beni küçümseme-desu!”

Işığı takiben, Sora’nın mermisi çıkar çıkmaz —— Başını kaldırdı, İzuna’nın gözleri kırmızıya boyanmıştı.

——[Kan yıkımı].

Merminin hızından daha hızlı, [Canavar]ın hareketleri —— Sora İzuna’nın hızını göremedi.

Fizik yasalarını delip geçen başka bir şok edici hareketti ama tanrı seviyesinde bir hız olduğu söylenebilirdi.

İzuna Sora’dan saniyeler sonra tetiği çekti, mermilerin çarpışmasıyla sonuçlandı. Bu yönlerini değiştirmelerine yol açtı.

İzuna’nın ikinci mermisi Sora’nın başını hedef alıyordu.

Tetiği çektikten sonra —— şöyle düşündü:

(——ne yapıyorum-desu?)

Bu Sora’ya [neden kimse ölmez] diye soracak vakitti, Werebeastler ve Doğu Birliği için.

Ama —— neden ——

Sonra, İzuna’nın çekişmesini görmezden gelerek mermi Sora’nın yanaklarını sıyırdı.

“——————hı?”
Sanki —— hayır, şüphesiz, öngörülmüştü.

Aynı zamanda, Sora’nın ateşlediği ikinci mermi…

Werebeastlerin —— [Kan yıkımı]yla bile, İzuna göğsünü vurayazan mermiyi yakalayabildi sadece.

——İzuna’nın iki atış yapacağını öngörmüştü.

İzuna’nın atış yapacağı zamana göre kendini ayarlayıp —— demek ki, İzuna’nın beş duyusunun kapandığı anlık dilimi ayarlamış, ikinci raundu başlatmıştı.

Merminin yavaşça göğsüne girdiğini hissetti, İzuna, Sora’nın sesini duydu.

“Evet, böyle iyi… Bu, İzuna’nın gerçek hisleri.”

Düştü, bakışları engin gökyüzüne kaydı.

“Doğu Birliği’nin kaybından ve bundan acı çekecek insanlardan endişelenmen sorun değil. Ama ağlama sebebin de çok basitti.”

Sonra Sora, hâlâ kendine gelememiş ve nasıl kaybettiğini bilmeyen İzuna’ya şöyle dedi:

“——İlk kez kaybetmek pişmanlık verici, değil mi?”

——————…

“Pişmanlık duymazsan, bir oyuncu olarak niteliksizsindir, ama…”

“——böylece, ilk kez mutlu hissettin.”

“Kazanmak senin için yalnızca bir [Meslek]ti, hiçbir şeyde değer bulmuyordun. Hayatlarına değer vermeyen insanlardan iğrenmen doğaldı —— İzuna bu konuda haksız değildi.”

Ama ——

“…Nasıl? Kazanamayacağın bir rakibe karşı her şeyini ortaya koymak. Nasıl hissediyorsun?”

Sora’nın aklından geçenler, önceden tanıştığı bir kızdı.

“Öyle bir rakiple karşılaşmak ne kazanç sağlar? Nasıl kazanırsın? Onları nasıl yenersin?”

İnsanların hayal edemeyeceği olasılıklara tutunmak, bu tabii ki beyaz saçlı yakut gözlü bir kızdı.

Saldırının başladığı anı yeniden hatırladı, Sora heyecanla gülümsedi:

“Tutucu olmak gerekirse —— bu [En iyi] his değil mi?”

——Belki doğrudur.

Belki de İzuna’yı iteleyen bu tür bir dürtüdür.

Düşman, onu yenmiş biriydi, bu sebeple… Bir dahakine hor görülmek istemediği için bir dahaki sefere kazanmalıdır.

Bu tür bir dürtü… Kesinlikle öyle olmalı…

“Bunu anladıysan, çoktan arkadaşız demektir. Oyuncuların (bizim) tarafımıza hoş geldin, İzuna.”

İzuna’nın hissettiği kesinlikle şuydu——

Doğduğundan beri oynadığı ilk oyundu bu.

“Tamam, kurallara göre, sana sebebi söyleyeceğim, o yüzden lütfen sevimli kulaklarını bana ver.”

Sora diz çöküp onunla konuştu, sesi afacan bir çocuğunki gibiydi.

Ama onu mutlu edecek bir afacanlık.

Ancak, insanlar onun normal olduğundan şüphe duydu, böyle —— muzip olduğu için.

Bu [Sebep]i duyan İzuna rahatlamış hissetti ve gözlerini kapadı, cevap verirken kibarca gülümsedi:

“Bir dahakine… Kaybetmeyeceğim-desu…”

Not

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.