No Game No Life Cilt 02 Bölüm 48

Çevirmen: Sumire & Redaktör:Fri 

■Oyunda■

…Oyunun başlangıcından beri neredeyse iki saat geçti. Ve şimdi——

“…Sonuç savunmacı bir oyuna döndü.”

Sora mırıldandı, ilk montu tetikte olduğu sırada çoktan kaybolmuştu.

Bir kez vurulmuş olması muhteşem yargı yetenekleri sayesinde miydi?

Yoksa basitçe, [kimse çıplak bir adam görmek istemez] fikri yüzünden mi ona saldırmıyorlardı?

Shiro ceketli formasını çoktan kaybetmişti. Üstünde yalnızca beyaz bir tişört ve dizine kadar uzanan çorapları kalmıştı.

Aslında, Jibril çok az şey giyinmişti ve şimdiden birkaç düğme kaybetmişti. Bir kez daha vurulacak olursa seyirci için sağlıklı olmayan manzaralara neden olabilirdi.

——şu anda [endişeye kapılmış] bir durumdaydılar.

İzuna, NPC (Kızlarla) saldırmayı sürdürmüş, onlara soğuk terler döktürmüştü.

“…Saldırılarımız işe yaramıyor… Yalnızca an meselesi, değil mi?”

“Shiro-san, sıradaki taktiğimiz ——“

“…Jibril… Sus..!”

Jibril çok endişeli görünüyordu ama Shiro da başını sıkıyordu.

Parkın zemini tamamen formüllerle dolmuştu. Shiro tırnağını ısırırken bunlara baktı.

——hayır, kullanılabilecek nihai bir hesap yoktu. Hesap mükemmeldi ama bu yapılamazdı ——

Shiro’nun suratını kaplayan endişeyi gören Jibril soğuk soğuk terleyip Sora’ya doğru fısıldadı:

“Sahip… Bu, Shiro-san için bile fazla karmaşık…”

“Hayır, mümkün.”

Ancak Sora, Jibril’in söylediklerini güçlü ve şüphe duymaz bir tonda reddederken etrafa bir bakış attı.

“Ben bunu oyunlarda yapamam ama Shiro yapabilir, hep böyleydi ve gelecekte de böyle olacak.”

——bu cümle yüzünden.

Shiro’nun aklı yöntemi tamamlayacak şeyi buldu.

Ama bu —— çok…

Shiro gergin bir şekilde fısıldadı: “…Nii… Shiro’ya… güveniyor mu?”

“Ahhhhh? Sence Nii’nin senden şüphesi olabilir mi?”

Saldıran NPC (kızlardan) kaçınırken Sora bir yandan cevap vermiş, bir yandan karşı atağa geçmişti.

——kesinlikle, geriye bakıp düşününce…

Şu reversi oyunu yüzünden —— oyun Kurami’ye karşıydı. Shiro, henüz Sora’ya söylemediği kelimeleri düşündü.

“…Öyleyse Nii… Bir dahaki sefere… Senin sıran —— ha.”

“He, ne?”

Shiro ağzını hafifçe açtı.

Formüllerle dolu yerde Shiro son değişkenin üstünü eliyle zorla sildi —— ve yazdı.

——Bir [Nii].

Sonra —— figürün üstünde güneş parladı.

İzuna parkı çevreleyen duvarlardan atladı, Sora’ya doğru mermiyi ateşledi.

“Siktir…! Jibril beni koru——!”

Kaçınamadığından Sora hemen, onun iyileşmesine izin verecek şekilde koruması için Jibril’e seslendi.

Tam mermi Sora’ya çarpmak üzereyken ——

“Ne ——“

Shiro gelen mermiyle yüzleşti —— ve dalıp gitti.

——————…

Güneş arkalarından doğarken İzuna binalar arasında hareket ederek Sora’ya doğru bir mermi daha yolladı.

Saldırı denilemeyecek bir saldırıydı ama onda iyi bir his bırakmıştı. İzuna sonucunu göremedi, o yüzden binanın çatısına çıkıp parka en yakın noktadan dinledi.

“Sekme sesi gelmedi —— vurdu-desu?”

Bu cümleye ithafen İno hemen cevapladı.

Shiro’nun kalp atışlarını onayladıktan sonra İno cevaplayıverdi.

[Shiro’nun kalp atışları düzenli —— tamamen rahatlamış, demektir ki kendini kontrol edemiyor. Vurdun, İzuna.]

——————…

Öyleyse, Shiro, Sora’ya doğru nişan alırken ifadesiz gözlerini ona dikti.

Gerek Sora olsun, gerek Jibril, odadaki izleyiciler bile, hepsi aynı şeyi düşündü.

————İzuna’yı da aşan… İmanity’nin en kötü düşmanıydı.

Sora, Shiro’yla arasına mesafe koymak istedi —— ama öylece kalakaldı.

Shiro’ya ateş etti, mermiyi bloklamak için kol bandını uzattı.

“Jibril! Yukarıda!”

Aynı anda İzuna bu şansın boşa gitmesine izin veremeyeceğinden yeniden saldırdı ————!

Bu spekülasyon karşısında Sora özgüvenliydi. Havaya bir el bombası attı ve Jibril onu vurdu.

Ortaya bir flaş çıktı. Jibril yerde yuvarlanırken gördüğü her silüete ateş ediyordu.

Ama Sora’nın durumu onaylayacak vakti olmadı.

Shiro’nun silahı yeniden ateşlendi, Sora namlunun önünde sol ayağını uzatıverdi.

Kalpler ağza geldi, sol ayakkabısı —— mermiyle birlikte yok oldu.

(Mermi ateşlendiğinde ———— kaçınmak imkansızdı! Ateş etmesine izin verilmemeli!!)

————sonra, Shiro’nun yerde kaydığını gördü, mermi yere doğrultulmuştu.

“Kahretsin ——!!”

Bu hareketin anlamını bilen Sora bağırmıştı.

Sora’nın farkında olmadığı bir pozisyondan saldırmak için yerde kayıyordu.

Üç kez ya da sekiz kez, ya da daha fazla yerde seken mermilerle yüzleşmek —— mermiler arttı, Sora’nın geri savaşması için zaman bulma şansını mühürledi ve artık atlatamadığı zamanda Sora’yı vurdu. Bu kesin bir kanıydı, Sora’nın kanının donmasına yol açtı.

Atlatmak için başını eğdiği anda kalan sağ ayakkabısını da çıkarıp tekmeledi.

Mermi Sora’nın ayakkabısını vurdu, ayakkabı kayboldu.

——önüne geçti, ama…

Sora’nın dengesi bozuldu, ayakkabısı gitti ve sonraki saldırıda engelleyecek yolu yoktu.

“Jibril!”

Jibril, Sora’nın sesini duyar duymaz cevap verdi. Tek adımda on metre geçip Sora’yı kaptı.

İkinci adımda sıçramadan önce bir elli metre daha yol aldı.

Ancak, Shiro’nun ateşlediği [Sıçrayan mermi] Jibril’in girişini ve kaçış rotasını bile hesaplamıştı.

Jibril’in kolundaki metal bant silindi.

——önceden İzuna’nın deneyimlediği gibi, şeytani hesaplamalar içeren saldırı [on altı ırk] içerisindeki en yiğit dövüşçülerin bile tüylerini dikelmeye zorlayabilirdi.

Nihayet yere inmeyi başarabilen Jibril, Sora’yı indirdi ama Shiro çoktan vücudunu yönlendirmiş, sıradaki saldırısına hazırdı.

“…Nihayet bitti hı?”

Shiro’nun nelere muktedir olduğunu nihayet deneyimlemişti —— hilelerin bile karşısında duramayacağı tekniği.

Jibril titrerken mırıldandı, Shiro’nun formülü kullanılmadıkça kazanma şansı yoktu.

“…Sahip, Shiro’nun sahibi koruma nedenini anlayamıyorum bir türlü ——“

“Evet —— çünkü ben anlıyorum, sen anlamasan da olur.”

Sora zorla konuştu ve formüllerle dolu parka baktı.

“Değişken [Nii]… Nii, yani ben.”

Ter damlası yüzünden süzüldü, Sora’nın yüzünde donuk bir gülümseme vardı.

“Shiro’nun düşman olması durumu da dahil, [Benim] değişken olmam eşitliği tamamlıyor —— Bu bizi [İkna edici zafer]e götürüyor, büyülü bir formül gibi… Haksız mıyım? Shiro.”

Sora gülmeye başladı. Bu kez, Shiro silahını ona doğrulttu.

…Bu durumu fark edip seken mermiyi takip ederek Shiro’nun atışlarından kaçınmak. Bu, Sora’nın yeni hedefi oldu.

Bundan kaçmanın tek bir yolu vardı.

Shiro’nun her saldırısını öngörmek —— Shiro mermilerinden kaçınılacağını hesaba katardı. O yüzden onu tamamen öngörebilmek için kendini aşması gerekiyordu —— yani bu korkutucu durumla yüzleşirken zafere ulaşmak için en iyi cevabı kullanmak zorundaydı.

Şaka —— bu kesinlikle [İmkansız]dı.

Shiro’nun rakibin olması ve aynı yöntemi kullanarak ona karşı kazanmak, elmanın uçması gibi bir şeydi, kesinlikle imkansız bir beceri.

“…Jibril, lütfen İzuna’yla ilgilen.”

Bu kelimeleri duyan Jibril yutkundu —— en ufak hatanın her şeye mal olabileceği bu durumda Sora en büyük saldırı gücünü yolluyordu.

“…Bu sorun olmaz mı?”

“Birlikte olsak bile Shiro’yu alt edemeyiz, şimdi saldırırsa İzuna’yı durduramayız. Onunla çarpışabilecek biri varsa o sensin —— lütfen mümkün olduğunca zaman kazandır.”

Jibril’in, İzuna’nın [Aşk kölesi] olma durumu da söz konusuydu —— düşman olma riski.

Durum buna gelirse gerçekten her şey biterdi.

Ama ——

“Zaman kazanmak benim için sorun değil ————“

Jibril gülümsedi.

“Ama onu indirmem sorun olmaz… değil mi?”

“…Dünyamızın bilgisini hızlı kapıyorsun ha. Onu yenebiliyorsan ne âlâ, ama kendi yorumum, bu ölüm bayrağı çekmek olur sanki?”

“Ne… Öyleyse onu normal bir şekilde indireceğim.”

Cümlesini tamamlar tamamlamaz Jibril yeri tekmeledi.

İlk sıçrayış onu binanın onuncu katına getirdi, ikinci sıçrayıştaysa havada 100 metre yukarıdaydı.

Sonra, havada olduğu sırada Jibril’in arkasından bir mermi geldi —— ama onu savuşturdu.

“Beklediğim gibi —— çaba sarf etmeden seni bulmamı sağladığın için teşekkürler.”

Merminin yönünde bir figür yakalamıştı —— İzuna. Jibril sırıttı.

Binanın 15. Katına hafifçe indi. Silahını İzuna’nın yüzüne doğrulttu.

Jibril eteğiyle hafif bir selam vererek İzuna’ya konuştu

“Selam köpecik.”

“…”

“Hey, dejavu hissi yaşıyorum… Geçmişte Doğu Birliği’ne yenildik ve o zamanki rakip —— sen olsan gerek, değil mi?”

Jibril, İzuna’nın sessizliği karşısında gözlerini kısarak ona baktı.

“Anlıyorum, Werebeastlere neden kaybettiğimi hep düşünüp durmuştum ama şimdi anladım.”

Jibril’in yüzünde meleksi bir gülümse belirdi.

“Werebeastlerin sahip olduğu bilgelik , [rakiplerini hile yapabilecekleri bir alana çekmek] demek… —— çünkü sahip bunun bir taktik olduğunu söyledi, o yüzden sızlanmayacağım lakin burada söyleyebilirim.”

Sonra yeterince açık bir tonda —— öldürme niyetini belli etti.

“Bir köpeğin [utanç duygusu] ya da [özsaygısı] olmasını istemek muhtemelen çok fazla şey istemek olur.”

İzuna soğuk terler döküp bir adım geri attı.

——Altıncı sıra, Flugel.

[On kural]dan üstün olsaydı, diğerlerine üstün olan bu varlıkla yüzleşmek yıkıma eşdeğer olurdu.

Sora ve Shiro insanları onu şaşırtmış olsa da normalde rakipleri arasında en çok tetikte olduğu rakibi gözlerinin önündeydi.

Werebeast kanında içgüdüsel çığlıklar kopuyordu.

Onu silahını indirmesini, ağlayıp merhamet dilenmesini söylüyordu.

Gözlerinin önündeki bu kişi —— [Ölümdü].

Ama İzuna içgüdülerini mantıklı düşünceleriyle bastırdı ve silahını daha sıkı tuttu.

“Tamam, sahip benden zaman kazanmamı istemiş olsa da bu nadir bir şans olduğundan seninle biraz oynayacağım.”

Jibril tatlı tatlı gülümsedi ama gözleri bir çöpe bakar gibiydi.

“Tüm kirli hilelerini kullanmaktan çekinme.”

İkisi de yeri tekmeleyip betonu parçalayarak sıçradılar.

Tanrı hızında ———— [Eriyik eriyik silahı]nı çektiler.

[On altı ırk]tan en güçlü fiziksel özelliklere sahip iki ırk rakipten kurtularak aşık mı edeceklerdi yoksa (kurtulunulan taraf olup) rakibi sevmeye mi zorlanacaklardı?

——Bu SEV ya da SEVİL oyununda iki figür yer değiştirdi ——!!

[5] MVP = Most Valuable Player = En değerli oyuncu

[6] FPS, First Person Shooter – Birinci Şahıs Nişancı türü oyunları tanımlamak için kullanılıyor.

[7] Torii = Tapınak kapısı, π biçimindeki kapılar.

[8] Disboard İngilizcedeki disaggrement (anlaşmazlık, uyuşmazlık) ve board (oyun) kelimelerinin birleşiminden oluşturulmuş yeni bir kelime.

[9] NPC = Non-player character, oyuncu tarafından kontrol edilemeyen oyun karakterleri.

[10] Gul*gun, buna benzer bir oyun.

[11] Netorare, niyetin derin kıskançlık duygusuna sebep olduğu ya da kızın ana karakterden çalınmasıyla okuyucunun çılgına döndüğü gibi bir tür.

Not

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.